Bu Blogda Ara

9 Aralık 2010 Perşembe

İNGİLİZCE TEKNİK TABİRLER

-A-

A length of : Bir parça
A set of : Bir grup,set
Abondon,to : Bırakmak,vazgeçmek
Abbreviate,to : Kısaltmak
Abbreviation : Kısaltma
Abnormal : Anormal,uygun olmayan
Abort,to : Başarısızlıkla bitmek,yarıda kesmek/durdurmak
Aborted take off : Kalkıştan önce uçuştan vazgeçme
About : 1- Hakkında ,– e dair
: 2- Takriben
: 3 –Çevresinde,etrafında
: 4 – Yakında civarında
: 5 – Her yerinde
Above : Yukarısına,yukarısında;yüksek;daha çok;daha fazla
Above mentioned : Yukarıda bahsedilen
Abrade,to : Aşındırmak,yemek
Abrasion : Aşınma
Abrasive : Aşındırıcı,aşındıran
Abruptly : Ansızın,birdenbire
Absence : Yokluk,bulunmama
Absolute : Tam,mutlak,kesin
Absolutely : Mutlaka,kesinlikle
Absorb to : Emmek,soğurmak,absorbe etmek
Abut to : Dayanmak,dokunmak,bitişik olmak
Accelerate,to : İvmelenmek,hızlanmak
Acceleration : Hızlandırma,süratin artması,hızlanma
Accelerometer : Hızlanmayı,ivmelenmeyi ölçen cihaz,aksekerometre
Accept,to : Kabul etmek,onaylamak,almak
Acceptable : Kabul edilebilir,uygun
Access : Erişim,ulaşma
Access door : Ulaşım kapağı
Access panel : Ulaşım paneli
Access platform : Ulaşım platformu,sehpa
Accessible : Yaklaşılabilir,girilebilir,ulaşılabilir
Accessory gearbox : Dişli kutusu
Accident : Kaza
Accidental : Kazara,istemeden
Accommodate,to : Sağlamak,temin etmek,yerleştirmek
Accoplısh,to : Tamamlamak,yapmak
Accordıng to : -e göre
Accumulate to : Birikmek,yığılmak,toplamak
Accuracy : Kesinlik,doğruluk
Accurate : Doğru,kesin,tam,
Achieve,to : Gerçekleştirmek,yapmak,başarmak
Acidified : Asitli,asitlenmiş
Acknowledge to :Onaylamak,kabul etmek
Acorn tube : Akorn lamba
Acquıre to : Kazanmak,elde etmek,edinmek
Acquired : Kazanılmış,belirli
Acquistion : Kazanma,edinme,belirleme
Acrid : Keskin,tehlikeli
Acress : Bir yanından öteki yanına
Action : Hareket
Activate,to : Harekete geçirmek,etkili hale getirmek
Activation : Harekete geçme ; tesirini gösterme
Active : Aktif,faal
Activity : İş,etkinlik,aktivite
Actual : Esas,gerçek,asıl
Actutate,to : Çalıştırmak
Actuating : Harekete geçiren,çalıştıran
Adapt,to : Adapte etmek,uyarlamak
Add,to : İlave etmek,eklemek
Addition : Ekleme,ilave etme,ilave,ek
Additional : Fazladan,ekstra,ilave olarak
Address,to : Bahsetmek
Adequate : Yeterli,uygun
Adhere,to : Yapışmak,tutmak
Adherent : Yapışık,bağlı
Adhesive : Yapışkan,yapışıcı
Adjacent : Çok yakın,bitişik komşu
Adjoın,to : Bitişik olmak
Adjust to : Ayarlamak
Adjustable : Ayarlanabilir
Adjustable Access platform : Ayarlanabilir ulaşım platformu
Adjustment : Ayar,ayarlama,düzeltme
Adjustment cap : Ayar kepi(kapağı)
Adjustment screw : Ayar vidası
Admit to : Kabul etmek,izin vermek
Adopt to : Kabul etmek,benimsemek,kullanmak
Advance to : İlerlemek
Advanced : İleri
Adversely : Zararına,olumsuz olarak
Advisable : Tavsiye edilir,uygun
Advise to : Tavsiye etmek
Aerodrome : Hava meydanı
Aerodynamic : Aerodinamik,hareket halindeki hava yada gazla ilgili
Aerology : Hava bilimi
Affect to : Tesir etmek,dokunmak
Aft : Arka,geri,arka taraf
After : Sonra
Again : Tekrar
Aganist : 1- Karşılaştırarak
: 2- -e karşı
Aggravate to : Kötüleştirmek,şiddetlendirmek
Agitate,to : Sallamak,çalkalamak
Agitation : Sallama,çalkalama
Agree,to : Bağdaşmak,uymak
Aid : Yardım
Aileron : Uçağın sağa sola yatışını sağlayan uçuş kumanda yüzeyi
Aim : Hedef,amaç,gaye
Aim to : Hedefe doğru çevirmek
Air : Hava
Air brake : Hava freni
Air carrier : Hava yolu şirketi
Air conditioning : Havanın şartlandırılması,havalandırma
Airborne : Havada,uçan
Aircraft : Uçak,hava taşıtı
Aircraft Maintenance mechanic : Uçak bakım teknisyeni,mekanik
Airfield : Hava meydanı(askeri)
Airflow : Hava akımı
Airframe : Gövde
Airspace : Hava sahası
Airspeed : Hava sürati,havaya nazaran sürat
Airstair : Merdiven
Airstream : Hava akımı
Airworthy : Uçuşa elverişli
Aisle : Koridor
Alert to : Alarm vermek,uyarmak,bildirmek
Align with to : Aynı hizaya koymak,aynı eksene getirmek
Align to : 1- Karşılaştırmak
: 2 – Navigasyonda IRU için enlem – boylam bilgilerinin girilebilmesi için işlemi başlatmak.
Alike : Benzer,aynı
All : Bütün,tüm
Allcate to : Tahsis etmek,ayırmak
Allow to : Bırakmak,müsaade etmek,izin vermek
Allowable : Kabul edilebilir,izin verilebilir
Alloy : Alaşım
Alone : Tek başına ,yalnız,sadece
Along : Boyunca
Alphanumerics : Harf ve rakamlardan oluşan dizi
Also : de-da aynı zamanda
Alter to : Değiştirmek,değişmek
Alternate : Yedek,yerini alabilen
Alternately : Sırayla
Alternative Current ( A.C) Alternatif akın,dalgalı akım
Although : Rağmen,karşın
Altimeter : Uçağın yerden yüksekliğini gösteren alet,altimetre
Altitude : Yükseklik,irtifa
Aluminum,aliminium : Alüminyum
Always : Her zaman,daima
Ambient pressure : Ortam basıncı
Ambient temperature : Ortam sıcaklığı
Amendment : Düzeltme,değişiklik
Ammeter : Ampermetre,akın miktarını ölçen alet
Among : Aralarında , arasında
Amount : Miktar
Amplification : Büyütme,güçlendirme zayıf sinyallerin değerini yükseltme
Amplify to (amplified amplified) Büyütmek,genişletmek,kuvvetlendirmek
Angle : Açı
Angle of attack : Hücum açısı,uçak ekseni ile hava filelerinin akış doğrultusu arasındaki açı
Annotate to : Açıklayıcı notlar koymak
Annotation : Not
Annual : Yıllık
Annunciate to : Bildirmek
Annunciator panel : Arıza uyarı paneli
Anomaly : Anormallik
Answer : Cevap
Answer to : Cevap vermek
Antenna : Anten
Antenna tilt angle : Anten eğim açısı
Anticipate to : Beklemek,ummak,tahmin etmek
Anti-clockwise : Saatin ters yönünde
Anti-icing : Buzlanmayı önleme
Anti-skid : Anti-skid kaymayı önleyen,kaymaya karşı
Anti-skid brake : Tekerlekleri kazıklatmadan ve kaydırmadan hızını düşüren fren
Any : 1- Hiç
: 2 – Herhangi
Any(no)longer than : - den daha fazla süre değil
Apart : Ayrı
Aperture : Açıklık,delik
Apparent : Açık,görülebilir,meydan da olan
Appear to : Ortaya çıkmak ,görünmek
Applicable : Uygun,uygulanabilir
Apply to : 1- Vermek,uygulamak
: 2 Sürmek
Approach : Yaklaşma ,inişe
Approach to : Yaklaşmak
Appropriate : Uygun
Approve to : Onaylamak
Approved : Onaylanmış
Approximately : Yaklaşık , yaklaşık olarak
Apron : Apron,terminalin yada hangarın karşısında bulunan uçak park alanı
Arc : Yay,kavis
Area : Bölge,yer
Arm : Kol
ARMED position : (İşletme) hazır durum
Arming : Hazır duruma sokma
Around : Çevresinde,etrafında
Arrange to : Düzenlemek,ayarlamak
Arrest to : Durdurmak,tutmak
Arrival : Geliş,varış
Arrive to : Gelmek , varmak
Arrow : Ok
Artıcle : Nesne,şey,madde
Artıculate : Mafsallı,düzenli bir şekilde birbirine bağlı
Artıculate to : Mafsal ile birleştirmek
Artificial : Yapay,suni
As : 1-…. Olduğundan , - den dolayı, çünkü
: 2 – gibi
As a rule : Genellikle,çoğunlukla
As follows : Aşağıdaki gibi
As necessary : Gerektiği şekilde,gerektiği gibi
Ascend to : Yukarı çıkmak,yükselmek
Ascent : Yükselme
Ashtray : Kül tablası
Aside : Bir yana,bir tarafa
Aspect ratio : Görüntü oranı,görüntü boyutu,çerçeve oranı
Assemble to : Birleştirmek bir araya getirmek,kurmak , monte etmek
Assembly : Montaj,kurma,bir araya getirme
Assess to : Değerlendirmek
Assign to : 1- Tahsis etmek,ayırmak
: 2 – Atamak,tayin etmek
Assigned : Ayrılmış,tahsis edilmiş
Assist to : Yardım etmek desteklemek
Assocıated : İlgili
Associated with : … ile ilgili,ilişkili; bağlı
Assure to : Emin olmak,temin etmek,sağlamak
Asteriks : Yıldız işareti(*)
Asymmetric : Asimetrik,simetrik olmayan
At a time : Bir seferde
At least : En az
At once : Derhal,hemen
At regular ıntervals : Düzenli aralıklarla
Attach to : Bağlamak,tutturmak
Attachment poınt : Bağlantı noktası
Attack to : 1- Saldırmak , hücum etmek
: 2 – Zarar vermek
Attain to : Ulaşmak, erişmek
Attempt : Deneme,girişim
Attempt to : Denemek,girişmek
Attention : Dikkat,ilgi
Attitude : Konum,durum,pozisyon
Audible : İşitilebilir,duyulabilir
Aural warning : Sesli ikaz
Authority : Otorite,yetki,makan
Authorization to : İzin vermek,yetki vermek
Automatic Direction Fınder (ADF ) : Otomatik yön bulucu
Automatic Volume Control (AVC ) : Otomatik ses kontrolü
Auxiliary : Yedek,yardımcı
Auxiliary Power Unıt ( APU ) : Yardımcı güç kaynağı
Available : Mevcut,hazır,elde mevcut,müsait
Average : Ortalama
Aviation : Havacılık
Avionics : Havacılık elektroniği
Avoid to : Önüne geçmek , meydan vermemek, sakınmak,kaçınmak
Away : Uzağa,uzakta; bir yana
Axis : Eksen
Axle : Aks,Dingil
Axle sleeve : Aks kovanı
Azimuth : Azimut,gök küresinin herhangi bir noktası ile güney yönü arasındaki açı,güney açısı




-B-


Back : Arka,geri,tekrar
Back of : Arkası,arkasında,arkasına
Back off to : Gevşetmek
Back up to : Desteklemeki,yedeklemek
Background lighting : Arka panel aydınlatması
Backing : Yardım arka çıkma,arka,arkalık,destek
Backlash : Şiddetli geri itme,makine de boşluk veya salgı,laçkalık
Backlash of controls : Kumandaların oynaklığı
Backşash play : Kumanda boşluğu ( Kumandalar bu boşluk içerisinde oynatılırsa kumanda hareketi meydana gelmez.
Backside : Arka,taraf
Back-up : Yedek,destek
Backward : Geriye doğru
Bacteria : Bakteri
Bad (ly) worse,worst : Kötü
Badge : İşaret,alamet,rozet
Baffle plate : Bölme plakası
Balance : Balans,denge
Balance to : Dengelemek,eşit hale getirmek
Ball : Bilya,küre,top
Balast : 1 – Balans denge ayarlığı
: 2 – Ayar rezistansı,akımı dengelemek üzere dizayn edilmiş bir devre elemanı
Ballytpe : Bilyalı tip
Bank : Yatış uçağın bir kanadının diğer kanada göre alçak yada daha yüksek olduğu pozisyon
Bank angle : Yatış açısı
Bank to : ( Uçakta ) bir tarafa yatmak
Bar : 1- Basınç ölçü birimi
: 2 – Çubuk,değnek,kol,demir
Bare : Çıplak,yüzey katmanı veya koruması olan
Barrel : Varil,fıçı
Barrel roll : Uçuşta uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapması
Barrier cream : Koruyucu krem
Base : 1- Taban , alt(kısım),dip
: 2 – Üs
Base plate : Taban levhası
Base to : Temel almak,referans almak,kullanmak
Basıc : Esas,temel
Basically : Temel olarak,esasında
Basin : Lavabo,leğen
Battarey : Batarya,akü,pil
Batatarey operated : Batarya ile çalışan
Batterarey powered : Batarya ile çalışan / beslenen
Bay : Bölme,iki kiriş veya dikme arası
Bayonet pin : Kavrama pimi,bağlama somunu pimi
Be provided to : Bulunmak,olmak
Be subjected to,to : Maruz kalmak,maruz bırakılmak
Be,to (is,are,was,were) : Olmak,varolmak
Beacon : Bir uçağa kılavuzluk etmek yada uçağı yönlendirmek amacıyla ışık,elektrik sinyali,yada başka uyarma türleri yayan istasyon , radyo,far
Beacon lıghts : Havaalanlarındaki işaret lambaları
Bead : Damak,ufak yuvarlak cisim,boncuk
Beam : 1 – Kiriş
: 2 – Işık,ışın,huzme
Beam antenna : Huzme anten
Beam deflection tube : Huzme saptırmalı tüp
Bear , to (bore,borne) : Taşımak
Bearing : Yatk,rulman
Bearing alignment : Yatağı istikametine koymak,ayar yapmak.
Because : Çünkü , -den dolayı
Because of : Yüzünden, - den dolayı
Become , to (became,become)Hale gelmek,dönüşmek,olmak
Before : Önce ,– den önce
Begin to ,(began , begun ) : Başlamak
Beginning : Başlangıç,kaynak
Behind : Arkasında
Bell : Zil,çan
Bell cutout switch : Zil kesme,susturma switchi
Bellcrank : Hareketin yönünü değiştirmek için kullanılan manivela,kol
Belly : Göbek
Belly fairing : Koltuk(gövde altı) kaportası
Belly landing : İniş takımlarını kullanmayarak,gövde üzerine iniş
Belong ,to : Ait olmak
Below : Aşağı,aşağıda,aşağısında,altında
Belt : Kayış,kemer
Belt konveyor : Kayışlı konveyör
Belt drive : Kayışla hareket ettirme,döndürme
Bench : Tezgah,sıra oturma sırası,bank
Bench drıll : Masa matkabı
Bench RPM : Deneme devir sayısı
Bench vıce : Tezgah mengenesi
Bend : Bükülmüş kıvrık kısım
Bend to ( bent,bent) : Kıvırmak,bükmek
Bending : Eğilme,bükülme,eğme,bükme
Beneath : Aşağısına,altına,aşağısında,altında
Bent : Eğilim,meyil,eğri,bükük
Beside : Yanında,yanına
Besides : Ayrıca
Best : En iyi
Beter : -den daha iyi
Between : Arasında
Bevel : Dik açılı olmayan,eğim,eğrilik
Bevel gear : Konik dişli. Bir şiftin kendisine paralel olmayan diğer bir şaftı döndürmesini sağlar.
Beverage : İçecek ,meşrubat
Beware,to : Dikkat etmek,sakınmak,kaçınmak
Beyond : Ötesinde,daha fazla,daha ileride
Bezel : Façeta,kenar,çıkıntı
BITE Test : Dahili sistem testi
Bias : 1 – Verev,şivli,meyilli
: 2 – (Elektrikte) bayas,öngerilim
Biaxial : İki eksenli
Big : Büyük
Binary : İkili
Bind to(bound,bound) : Bağlamak,tutturmak
Binding : İki madeni cismin fiziksel olarak bağlanması
Bit : 1 – Matkap ucu, alet ucu
: 2 – (Bilgisayarda)bit,ikili sayı sisteminde bir birim
Blade : Jet motorunda kademeleri oluşturan döner parçalardan her biri,pal
Blank off to : Sızdırmazlığın sağlanması amacı ile tapa,conta,bostik vb.maddeler uygulamak
Blank out to : İptal etmek
Blank to : Kapak ile kapatmak
Blanket : Battaniye
Blast : Sert rüzgar sağanağı
Bleed ( off) to : Kanamak,(basınç ,gaz) boşalmak,kaçmak,boşaltmak,kaçırmak
Blend to : Karıştırmak,harmanlamak
Blind cap : Kör başlık
Blind plug : Kör tapa
Blister : Kabartı
Blistering : Kabarma
Block tıme : Uçağın kalkışı için takozların alındığı andan inişte park edip takoz konduğu ana kadar geçen zaman
Block to : Önünü kapatmak,tıkanmak
Blockage : Tıkanma
Blocked : Tıkalı
Blot to : Kurulamak,kurutmak
Blow to (blew,blown) : Hava vermek,fışkırtmak
Blower : Fan,vantilatör,hava akımını sağlayan cihaz,üfleyici
Blunt : Kör,keskin olmayan
Blunted : Kör keskin olmayan
Boarding : Uçağa binme
Body : Gövde , vücut
Bolt : Cıvata
Bolt to : Civatalamak
Bond : 1 – Elektriki irtibat
: 2 – Kimyasal madde kullanarak yapıştırma
Bond to : 1 - Elektriki irtibat sağlamak,elektrik bağlantısı kurmak
: 2 – Kimyasal madde kullanarak yapıştırmak
Bonding : 1 – Bağlantı
: 2 – Tutturma,yapıştırma
Bonnet : 1 - Başlık, başlık şeklindeki kapak
: 2 – Arabanın motor kaportası
Boost : 1 – Manifold basıncı
: 2 – Basıncı arttırma,zengin karışım verme
Boost to : İtmek;desteklemek;yükseltmek,arttırmak,voltajı yükseltmek
Bore : Delik,oyuk,çap
Both : Her ikisi,her iki
Both… and… Hem … hem de…
Bottle : Tüp
Bottom : En alt,taban,dip
Bottom to : Değmek,ulaşmak
Brake : Fren
Brake tempereture monıtorıng system : Fren ısısı kontrol sistemi
Brake to : Fren yapmak,frenlemek
Branch : Dal,kol,bölüm
Branch to : Ayrı yönlere,bölümlere ayrılmak/dağılmak/bölünmek
Breadth : Genişlik
Break : 1 – Çatlak,kırık
: 2 – Aralık,açıklık
: 3 – Ara,paydos
: 4 – Ani düşme,kesilme
Break down to : Bozulmak
Break off to : Kırılıp ayrılmak
Break to ( broke,broken) : 1 – Kırmak
: 2- (Elektrik) Devreyi bozmak,kapatmak
Breakdown : (Makine) Bozulma,durma
Breath : Nefes , soluk
Breathe to : Solumak , nefes almak
Bridge : Köprü
Brief : Kısa
Briefcase : Çanta,evrak çantası
Brıght : Parlak
(brıghter,brıgtest) : daha parlak,en parlak
Brıghtness : Parlaklık
Brilliance : Parlaklık
Brıng to(brought,brought) : Getirmek
Brıskly : Çabuk
Broad : Geniş,enli
Broadcast : Yayın
Broadcast to : Radyo ile yayınlamak
Brush : Fırça
Brush on,to : Fırçayla sürmek
Brush to : Fırçalamak
Bubble : Baloncuk
Build : Yapı
Build in to : Dahil etmek
Build to : 1 – İnşa etmek
(built,built) : 2 – Monte etmek,parçaları bir araya getirmek
Built-in : Dahili,gömme(dolap vs)
Bulge : Çıkıntı,şişkinlik
Bulkhead : Duvar
Bump to : Çarpmak,vurmak
Burn : Yanık
Burn to : Yanmak
Burst to : 1 – Patlamak
(burst,burst) : 2 – Yarılmak,ayrılmak
Busbar : Elektrik gücü dağıtım çubuğu / hattı
Busy : Meşgul
But : 1 – Fakat,ama
: 2 – Hariç
Butt : Herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı,fıçı
Butt to : 1 – Bitişmek,bitiştirmek
: 2 – Değdirmek,değmek
: 3 – Kafasını vurmak
Button : Düğme,buton
By : 1- Tarafından
: 2 – İle,vasıtasıyla
: 3 – Yanında , yakınında,
By means of : Yoluyla,vasıtasıyla
By use of : Yoluyla,kullanarak
By way of : Yoluyla,vasıtasıyla
Bypass : Atlama,dolaştırma,aşama hattı
Bypass to : Bir devreyi,bir şeyin içinden geçirmek yerine o şeyi atlayacak şeklide değiştirmak.


-C-

Cabin : Kabin
Cabin attendant : Kabin memuru,hostes
Cabin window shade : Güneşlik,kabin perdesi
Cable : Kablo
Cadmium plated : Kadmiyum kaplama
Cage : Kafes
Calculate , to : Hesaplamak
Calculation : Hesap
Calibrated dial : Derecelendirilmiş kadran/gösterge
Calibration : Kalibrasyon,ayarlama
Call button : Çağırma butonu
Call,to : 1- Çağırmak
: 2 – Telefonla aramak
Calorie : Kalori
Cam : Kam
Cambered : Dış bükey,kavisli,hafif bükük
Cancel ,to : İptal etmek
Canted : Eğimli
Cap : Kapak
Cap nut : Şapkalı,kapalı somun
Cap,to : Kep ile kapatmak
Capability : Kapasite,güç,imkan
Capasity : Kapasite
Captain : Kaptan
Captain panel : Kaptan pilotun paneli
Captain’s control stand : Pedestal
Capture : Yakalanma,kilitlenme
Carburize to : Karbonlanmak
Carcass ply : Karkas kat
Card : Kart
Cardboard : Kalın karton,mukavva
Cardinal number : Asıl sayı,sayma sayısı(1,2,3,4…gibi)
Careful : Dikkatli
Carefully : Dikkatlice,dikkatli şekilde
Carriage : Taşıma,nakliye, araba
Carrier : Taşıyıcı
Carry out to : Yapmak
Carry to(carried,carried) : Taşımak
Cartridge : Kartuş
Carve, to : 1- Kesmek
: 2- Oymak
Case : Kutu,muhafaza,kasa
Casing : Kasa
Cast iron : Dökme demir,pik demir
Casting : Döküm
Castle nut : Çentikli somun,taçlı somun
Catch to(caught,caught) : Yakalamak,tutmak,yetiştirmek
Category : Kategori,sınıf
Cathode Ray Tube(CRT) : İçindeki elektronlar(katot ışınları)florasan ekranda görüntü oluşturan elektron tüpü
Cause : Sebep
Cause to : Neden olmak,sebebiyet vermek,yol açmak
Caution : İkaz(iş ve malzeme için)
Cautious : Dikkatli,tedbirli
Cavity : Boşluk
Cease to : Durmak,sona ermek
Ceilling : Tavan
Cement : Çimentolamak,yetiştirmek
Center fuel tank : Merkez yakıt tankı
Center of gravity : Ağırlık merkezi
Center,centre : Merkez,orta
Center to : Merkezlemek,ortalamak
Center-groove tire : Merkez oluklu lastik
Centerline : Merkez hattı,pist orta hattı
Center-rib tire : Merkez kuşaklı lastik
Central : Merkezi,santral
Centrifugal : Santrifüj,merkezkaç
Certain : Belirli
Certificate : Sertifika,belge
Certified : Onaylı,tasdikli,yetkili
Certify,to(certified,certified) : Onaylamak,tasdik etmek
Chafe to : Ovuşturmak,sürterek aşındırmak,ovarak ısıtmak
Chain : Zincir
Chalk : Tebeşir
Chamber : Oda
Chamfer : Oluk,yiv
Chamfer to : Oluv açmak,yiv açmak
Chance : İhtimal , olasılık
Change : Değişiklik
Change to : Değiştirmek,değişmek,çevirmek
Channel : Kanal,oluk
Chapping : Çatlama
Chapter : Bölüm
Characteristic : Özellik
Characterize to : Tanımlamak,nitelemek
Charge : Ücret,yük,görev,şarj
Charge to : Yüklemek,doldurmak,şarj etmek
Charged : Yüklü
Charging : Yükleme,doldurma,şarj etme
Chart : Tablo,grafik
Charter,to : Kiralamak,tutmak
Chase to : Oluk açmak,oymak
Chaser : Diş açma bıçağı,keski
Chassis : Şasi,çerçeve
Cheap : Ucuz
Check : Kontrol
Check list : Kontrol listesi
Check valve : Check valf,bir yöne akışa izin veren aksi yöne akışı
Check to : Kontrol etmek
Chemical : Kimyasal
Chevron cutting : Zikzak kesilme
Chief pilot : Baş pilot,kaptan
Chill to : Soğumak,soğutmak
Chılly : Soğuk,serin
Chip to : Yontmak,çentmek
Chipping : Küçük parçalar halinde yontulma
Chisel : Keski,iskarpela
Chloride : Klörür
Chlorinated water : Klorlu su
Chock : Takoz
Choıce : Seçim
Choke to : Tıkamak,boğmak
Choose to(chose,chosen) : Seçmek
Chop to : Kesmek,parçalamak
Chord : Kiriş
Chrome : Krom
Chunk : İri parça
Chunking : İri parçalar halinde kopma
Circle : Daire , çember
Circle to : Etrafını çevirmek,kuşatmak
Circuit : Devre
Circuit breaker : Sigorta,devre kesici
Circuit diagram : Devre şeması
Circular : Dairesel yuvarlık
Circulate to : Dolaşmak
Circulation : Dolaşım,devir,sirkülasyon
Circulation of air : Hava sirkülasyonu
Circumference : Çevre,çember
Circumferential : Çevreye ait,çevresel
Circumstance : Durum,koşul
Claim to : Talep etmek,hak iddia etmek
Clamp : Kelepçe
Clamp circuit : Bloke devresi,kenetleme devresi
Clamping ring : Kelepçe halkası
Clarify to(clarified,clarified) : Arıtmak,temizlemek
Clasp to : Tutturmak,kenetlemek
Classification : Sınıflandırma,tasnif
Classify to(classified,classified) : Sınıflandırmak,tasnif etmek
Clay : Balçık,kil
Clean : Temiz
Clean to : Temzilemek
Cleaning agent : Temzileme maddesi
Clear : Açık,serbest,net
Clear of : Temizlenmiş, - den uzak
Clear up to : Düzenlemek,toparlamak,temizlemek
Clearance : 1- Aralık,klerans
: 2 – İzin
Cleared for push-back : Push-back serbest
Clench to : Sıkmak,sıkıştırmak
Click : Tık,çıt sesi
Climate : İklim
Climb : Tırmanma,yükselme
Clımb to : Tırmanmak,yükselmek
Clıng to(clung,clung) : Yapışmak,bırakmamak
Clinometer : Klinometre,eğimölçer
Clıp to : 1 – Tutturmak,iliştirmek
: 2 – Kesmek
Clıper(clıppıng circuıt : Kesici devre,kırpıcı devre
Clock : Saat
Clockwise : Saat yönünde
Clog,to : Tıkamak,tıkanmak,engel olmak
Clogged : Tıkalı,tıkanmış
Cloggıng : Tıkanma
Close : Yakın
Close up,to : Kapatmak,bitirmek
Close to : Kapatmak,kapanmak
Closed : Kapalı
Closure : Kapanma
Cloth : Bez
Clothes : Giysi,elbise
Clothing : Giysi
Cloud : Bulut
Cluster : Grup,küme,demet
Clutch to : Kavramak
Coarse : Kaba,iri
Coat to : Kaplamak,örtmek
Coating : Kaplama(boya,astar,cila,vs)
Coaxial cable : Koaksiyel kablo
Cock : Musluk valf
Coherence : Birbirini ttma,yapışma
Coıl : Bobin,sargı
Cold : Soğuk
Cold start : Kuru,yakıtsız start
Collapse to : Kapatmak
Collect to : Toplamak,biriktirmek
Collected : Toplanmış,birikmiş
Collide to : Çarpmak,çarpışmak
Collısıon : Çarpışma
Color,colour : Renk
Column : Kolon
Combination : Kombinasyon,bileşim,karışım
Combine to : Birleştirmek,birleşmek
Combined : Kombine,birleşmiş
Combustion : Yanma
Combustıon chamber : Yanma odası,ateşleme odası
Come into contact to : Temas etmek
Come into view to : Görünmek
Come on,to : 1 – Yanmak
: 2 – Çalışmak
Come to (came,come) : Gelmek
Comfort : Rahatlık,konfor
Comfortable : Rahat,konforlu
Command : Komut
Command to : Kumanda etmek emir vermek
Commence to : Başlamak
Commercial : Ticari
Commercially available : Piyasada satılan
Common : Genel,müşterek,ortak
Commonly : Genellikle
Communicate to : İletişim kurmak,haberleşmek,iletmek
Communication : Muhabere,iletişim
Company : Şirket
Compare,to : Karşılaştırmak,mukayese etmek
Comparison : Karşılaştırma,kıyas
Compartment : Bölüm,bölme,kompartıman
Compass : Pusula
Compensante to : 1- Telafi etmek,karşılamak
: 2 – Dengelemek,eşitlemek
Competent : Yeterli,kabiliyetli,yetkili
Compile,to : Toplayıp bir araya getirmek,derleyip toplamak
Complementary : Tamamlayıcı
Complete : Tam
Complete to : Tamamlamak
Completely : Tamamen
Completion : Tamamlama,tamamlanma
Complex : Karmaşık
Complicated : Karmaşık,anlaşılması güç
Complimentary : Hediye olarak,bedava
Comply with to : Uymak yerine getirmek
Compose to : Meydana getirmek,oluşturmak
Composed of : -den ibaret
Compound : Bileşim
Compress to : Sıkıştırmak sıkmak,tazyik etmek
Compressed air : Sıkıştırılmış / tazyikli hava
Compression : Sıkıştırma
Comprise to : Kapsamak,içermek,ihtiva etmek
Compute to : Hesaplamak
Concave : İçbükey,konkav
Conceal to : Gizlemek,saklamak,örtmek
Concentrated : Konsantre
Concerning : İlgili olarak , hakkında
Conclude to : Bitirmek,sonuçlandırmak
Conclusion : Sonuç,son
Concrete : 1 – Somut,kesin
: 2 – Beton
Concurrently : Aynı zamanda
Condensation : Yoğunlaşma
Condense to : Yoğunlaştırmak
Condenser : Kondensör,yoğunlaştırıcı cihaz
Condition : Şart ,Durum
Conditioned air : Şartlandırılmış hava
Conduct to : 1 – Yapmak,yürütmek,idare etmek
: 2 – İletmek,geçirmek
Conductive : İletken,iletici
Conductivity : İletkenlik
Conductor : İletken madde
Conduit : Telleri muhafaza eden boru,kanal
Cone : Koni
Confidence test : Güvenilirlik testi
Configuration : Durum,konum
Confine to : Sınırlamka,kuşatmak
Confirm to : Teyid etmek,doğrultuluğunu onaylamak
Confirmation : Onay , tasdik,doğrulama
Comform to : Uymak
Confuse to : Karıştırmak,şaşırtmak,aklını karıştırmak
Connect to : Bağlamak,birleştirmek,tutturmak
Connectıon : Bağlantı
Connector : Konnektör,bağlantı elemanı
Consecutive : Art arda gelene,ardışık
Consequence : Sonuç
Consider to : Dikkate almak,hesaba katmak,saymak,kabul etmek
Consideration : Önem
Considered : Sayılır,nitelendirilir
Consist of to : Dikkate almak,hesaba katmak,saymak,kabul etmek
Consistent : Tutarlı
Constant : Sabit
Constant Speed Drive : Uçak jeneratörünün devrini sabit tutan cihaz
Constitute to : Meydana getirmek,kurmak,tesis etmek
Construct to : Yapmak,inşa etmek,kurmak
Construction : Yapı
Consumable materıal : Sarf madde
Consume to : Tüketmek,sarf etmek
Consumption : Tüketim,sarfiyat
Contact : İrtibat,temas
Contact resistance : Temas direnci
Contain to : İçermek,kapsamak,ihtiva etmek
Contained to : ….ile sınırlı,içinde
Contanier : Konteyner,kap
Contaminant : Kirliliğe sebep olan madde,kirletici madde
Contiminate to : Kirletmek
Contiminated : Kirli,kirlenmiş
Contamination : Kirlenme
Content : İçerik
Contınue to : Devam etmek
Continuity : Devamlılık,süreklilik
Continuous : Sürekli
Continuosly : Sürekli olarak,devamlı
Contract to : Büzülmek,küçülmek,kısalmak
Contribute to : Katkıda bulunmak
Control cabin : Uçuş kompartımanı,kokpit
Control column : Kumanda lövyesi
Control stand panel : Pedestal
Control surface : Kumanda yüzeyi
Control Wheel : Kumanda volanı
Contol to : Kumada etmek kontrol altında tutmak
Convenience : Uygunluk,rahatlık
Convenient : Uygun,elverişli
Conventional : Klasik,geleneksel
Conversion : Değişme,değiştirme
Convert to : Değiştirmek,dönüştürmek
Convey to : Taşımak,nakletmek
Conveyör : Konveyör,yük taşıyıcı
Cool : Soğuk
Cool to : Soğutmak,soğumak
Cooler : Soğutucu
Cooperation : İşbirliği
Copilot : Yardımcı pilot
Copper : Bakır
Cord : İp,sicim,tel,şerit,kablo
Cord body : Lastik iç kısmı
Core : 1 – İç,öz
: 2 – Motorun sıcak kısmı
Corner : Köşe
Correct : Doğru,düzgün
Correct to : Düzeltmek
Corrective : Düzeltici
Correctly : Gerektiği gibi,doğru olarak,düzgün bir şekilde
Correspond to : Uymak,uygun gelmek
Correspondıng : İlgili
Correde to : Çürümek,aşınmak,paslanmak,korozyona uğramak
Correded : Korozyona uğramış ,aşınmış,paslanmış
Corrosive : Paslandırıcı,aşındırıcı
Corrugated : Oluklu
Corrugation : Oluk,yiv
Cotton : Pamuk
Count to : Saymak , hesaplamak
Counter : Sayaç
Counteract to : Karşı koymak,önlemek
Counterbalance to : Denkleştirmek,eşit kuvvetle karşı koymak
Counterbore to : Havşa açmak
Counterclockwise : Saatin ters yönünde
Countersink to : Havşa açmak
Counterweight : Denge ağırlığı
Country : Ülke
Couple to : Birleştirmek,bağlamak
Coupling : Kavrama ,bağlama
Course : Kurs,yol,güzergah
Course line : Harita da uçulacak yolu gösteren hat
Cove : 1- Girinti,çukur,oyuntu
: 2 – Koy,körfezcik
Cover : Kaplama;örtü;kapak
Cover to : Örtmek,kaplamak,kapamak
Covering : Örtü,örtme
Cowling : Motor kaportası
Crab : Küçük vinç
Crack : Çatlak
Crane : Vinç
Crankshaft : Krank mili
Crash-proff : Darbe ve çarpmaya dayanıklı
Crayon : Renkli tebeşir
Create to : Yapmak,yaratmak,-e yol açmak
Crest : Uçuş ekibi,uçuş mürettabatı
Crewmember : Mürettebat,uçuş ekibi elemanı
Crimp : Kıvrım,dalga
Critical : Kritik,çok önemli
Crome plating : Krom kaplama
Crooked : Eğri çarpık
Cross : Çapraz,karşıt
Cross to : 1- Çaprazlamak
: 2 – Karşıdan karşıya geçmek
Cruıse : Düz uçuş,uçak ve uçuş koşulları için en uygun sürat ve yükseklikteki uçuş
Crush : Baskı , ezme
Cumulative : Birikerek çoğalan,toplanan kümülativ
Cure to : 1- Sertleşmek,kurumak
: 2 – İyileştirmek,tedavi etmek
Current : 1- Yürürlükte olan mevcut
: 2 – Akım,cereyan
Current density : Akım yoğunluğu
Current feed : Akımla beslenme
Curtail to : Kesmek , kısaltmak
Curtain : Perde
Curve : Eğri,kavis
Curved : Eğri,kavisli
Customer : Müşteri
Customs : Gümrük
Cut to (cut cut ) : Kesmek,kesilmek
Cutoff : Durdurucu,akış kesici
Cutout : 1- Otomatik devre kesici,cereyanı kesen alet
: 2 – Oyuk,bölme
Cycle : Devir
Cylinder : Silindir



-D-


Daily : Günlük
Damage : Hasar,zarar
Damage to : Zarar vermek,hasarlamak
Damaged : Hasarlı
Damp : Nem,rutubet
Danger : Tehlike
Dangerous : Tehlikeli
Dark : Karanlık,koyu
Darkness : Karanlık
Dash : Çizgi (-) işareti
Date : Tarih
Daylight : Gün ışığı,gündüz
Deactivate to : Çalışmaz duruma getirmek,ayırmak
Dead : Ölü,bozuk
Dead engine : Uçuş esnasında duran motor
Dead wire : Akımsız tel
Deaerate to : Havasını gidermek,havasını almak
De-aeration : Sıvıdan havayı alma , ayırma işlemi
Debris : Döküntü istemeyen madde enkaz
Decay to : Bozmak , çürütmek,bozulmak,çürümek
Decelarate to : Yavaşlamak,hız azaltmak,hızı azalmak
Decelerating electrode : Yavaşlatıcı elektrot
Deceleration : Hız azalması,yavaşlama
Dechlorinate to : Klorunu gidermek,klorsuzlaştırmak
Decibel : Ses şiddetini ölçme birimi
Decide to : Karar vermek
Decimal : Ondalık,onlu
Decision : Karar
Declare to : Beyan etmek,ilan etmek,bildirmek
Decline to : 1 – Sapmak
: 2 - Azalmak,düşmek
Decoder : Kod çözücü
Decontaminate to : Temizlemek,zararlı maddelerden arındırmak
Decrease : Düşüş,azalma
Decrease to :Azaltmak,düşürmek,azalmak,düşmek
Decrement : Azalma,eksilme
De-energize to : Gücü/enerjiyi kesmek
Deep : Derin
Default : 1- İhmal
: 2 – Yokluk,hazır bulamayış
Defect : Hata,kusur,arıza
Defective :Hatalı,eksik,arızalı
Deficiency : Eksiklik,noksanlık,kusur
Define to : Tanımlamak,tarif etmek
Definite : Kesin,belirli
Definition : Tanım
Deflate to : İndirmek,bir şeyin havasını almak/kaçırmak
Deflated : İnik,sönük
Deflated tyre, Deflated tire : İnik lastik,havasız lastik
Deflect to : Saptırmak,çevirmek,sapmak,dönmek
Deflection : Sapma,dönme,yön değiştirme
Deformed : Deforme,hasarlı
Defuel to : Yakıt boşaltmak
Defueling : Yakıtın uçaktan geri alınması,boşaltılması
Degeneration : Bozulma,yozlaşma
Degradation : Aşınma
Degrease to : Yağını gidermek
Degree : Derece
Degree centigrade : Celsius derecesi
Degree of saturation : Doyma derecesi-noktası
De-ıcıng system deıcer : Oluştuktan sonra buzlanmayı gideren sistem
Delay : Gecikme,tehir
Delay to : Ertelemek,tehir etmek
Delayed : Gecikmeli
Delete to : Silmek,çıkarmak
Deleted : Çıkarılmış,silinmiş
Delicate : Hassas
Delimit to : Sınırlamak,tahtidlemek
Deliver to : Teslim etmek,götürmek,dağıtmak
Delivery : Teslim,dağıtım
Demand : İstek,talep
Demand to : İstemek,talep etmek
Demolish to : Yıkmak yok etmek
Demonstrate to : Göstermek,kanıtlamak,gösteri yapmak
Demount to : Sökmek yerinden çıkartmak
Denote to : Belirtmek,göstermek
Dense : Yoğun,koyu
Density : Yoğunluk
Dent : Ufak çukur veya çöküntü,çentik,diş
Denty to (denied,denied) : Reddetmek,inkar etmek
Depart to : Yola çıkmak,gitmek,ayrılmak
Department : Bölüm
Departure : Kalkış,gidiş
Depend on to : Bağlı olmak
Dependable : Güvenilir
Depending on : Bağlı olarak
Depict to : Göstermek,resmetmek
Deplete to : Tüketmek,bitirmek,boşaltmak
Depletion : Tüketme,bitirme
Depreciation : Aşınma,değer azalması,amortisman
Depress to : Basmak,bastırmak
Depressurization : Basınçsızlandırma,basıncını alma
Depressurized : Basıncı alınmış,boşaltılmış
Depth : Derinlik
Derive to : Çıkarmak,elde etmek
Descent to : Alçalmak,aşağı inmek
Descent : Alçalma
Description : Tanım,tarif
Deselect to : İptal etmek,bırakmak
Deserve to : Hak etmek ,layık olmak,
Design : 1- Model
: 2- Tasarım,plan
Desıgn to : Yapmak,planlamak
Designate to : Belirtmek,göstermek
Designated : Ayarlanmış,belirlenmiş
Designation : Belirleme
Desirable : İstenilir,arzu edilir
Desire to : İstemek arzu etmek
Desired : İstenen,gerekli
Despite : -e rağmen, -e karşın
Destination : Varış yeri,varılacak yer,hedef
Destroy to : Yok etmek,mahvetmek
Destructive : Zararlı,yıkıcı
Detach to : Ayırmak,sökmek
Detached : Ayrılmış,sökülmüş
Detail : Detay,ayrıntı
Detalied : Detaylı,ayrıntılı
Detect to : Bulmak,hissetmek
Detection : Hissetme
Detection range : Hissetme alanı
Detector : Dedektör,hissedici
Detent : Tetik,mandal
Detergent : Deterjan
Deteriorate : Kötüleşmek,kötüye gitmek
Determine to : Belirlemek saptamak,göstermek,karar vermek
Detonate to : Patlamak,patlatmak
Detonatıon : Patlama
Detrimental : Zararlı
Develop to : 1- Gelişmek,büyümek,geliştirmek
: 2 – (film) Banyo etmek
Devolopment : Gelişim,gelişim
Deviate to : Sapmak,ayrılmak
Deviation : Sapma;uçaktaki manyetik alanların neden olduğu pusula hatası
Deviation ratio : Sapma oranı
Device : Cihaz
Devise to : 1- Planlamak,kurmak
: 2 – Bulmak
Dew : Çiy
Dew point : Yoğunlaşma noktası
Diagnosis : Tanı,teşhis
Dıagonal : Çapraz
Dial : Kadran,cihazın hangi frekans,hız arama vs.ayarladığını gösteren panel veya gösterge
Dial to : 1 – Kadran ile ölçmek,göstermek
: 2 – Telefon numaralarını çevirmek,tuşlamak
Diameter : Çap
Diamond shaped : Baklava biçiminde
Die : 1 – Kalıp,matris,metal ve diğer maddeleri şekillendirmek için kullanılan alet
: 2 – Lokma,delik veya yiv açmak için kullanılan kesici alet
Die to : Ölmek,sona ermek
Dielectric : Elektriği iletmeyen,geçirmeyen madde,yalıtkan
Differ ( from ) to : Farklı olmak
Difference : Fark
Different : Farklı,ayrı,değişik
Differentiate to : Ayırt etmek,ayırmak
Difficult : Zor,güç
Diffuse to : Yaymak,dağıtmak,yayılmak,dağılmak
Digit : Rakam
Dıgıtal : Dijital,sayısal
Digital flight Data (Recorder DFDR): Uçuş bilgilerini kaydeden cihaz ,kara kutu
Dilute to : Seyreltmek
Dim : Donuk,mat
Dimension : Boyut , ebat,ölçü
Diminish to : Azaltmak,eksiltmek
Dip to : Daldırmak,batırmak
Dipping : 1 – Daldırma,batırma
: 2 – Boyama
Direct : Doğrudan,direkt
Direct Current (DC) : Doğru akım
Direct to : 1 – Doğrultmak,yöneltmek,çevirmek
: 2 – Yönetmek
Direction : Yön,taraf
Directional gyro : Yatay düzlemdeki hareketi(ivmelenmesini) uçağın sağa sola hareketini hisseden gyro
Dirt : Kir,pislik,toz,toprak
Dirty : Pis,kirli
Disadvantage : Dezavantaj,aleyhine olan durum
Disagree Light : Uyumsuzluk lambası
Disagree to : Aynı fikirde olmamak,uyuşmamak,uymamak
Disagreement : Uyumsuzluk
Disappear to : Gözden kaybolmak
Disapprove to : Uygun görmemek,onaylamamak
Disassemble : Sökmek,paraçalara ayırmak
Disassembly : Parçalara kısımlara ayırma,sökme
Discard to : Atmak
Discern to : Fark etmek,ayırt etmek
Dıscharge : Boşaltma
Dıscharge lights : Boşaldı lambaları
Discharge to : Boşaltmak,deşarj etmek,akıtmak
Disclose to : Bildirmek,söylemek
Discoloration : Solma,rengi değişme
Disconnect to : Bağlantısını kesmek,ayırmak,ayrılmak
Disconnected : Ayrılmış
Dıscontınue to : Kesmek,devam etmemek durmak
Discontununity : Süreksizlik,devamsızlık,kesik olma
Discover to : Keşfetmek,bulmak
Discrepancy : Fark ayrılık , uyumsuzluk
Disciminate to :Ayırmak,ayrım yapmak
Disengage to : Bağlantısını kesmek,bağlantısı kesilmek,ayırmak serbest bırakmak
Disinfect to : Dezenfekte etmek
Dısıngfectant : Dezenfektan
Disk drive : Disket sürücü
Diskette : Disket
Dislocate to : Yerinden çıkarmak
Dislodge to : Yerinden çıkarmak
Dismantle to : Sökmek,parçalara ayırmak
Disparıty : Fark
Dispatch ,despatch : Gönderme,sevk etme
Dispatch to : Sevk etmek,göndermek
Disperse to : Dağıtmak,yaymak
Displace to : Yerinden çıkartmak,yerini değiştirmek
Displcaed : Yeri değiştirilmiş
Display : Görüntü
Display unıt : Görüntü ünitesi,ekran
Dısplay to : Göstermek,görülecek şekilde yerleştirmek
Disposable : Bir defa kullanılıp atılan malzeme
Disprove to : Yanlış olduğunu kanıtlamak
Dissipate to : Dağıtmak,yok etmek,gidermek
Dissolve to : Eritmek,erimek,çözmek
Distance : Mesafe uzaklık
Distance Measurıng Equipment (DME): Mesafe ölçme teçhizatı,uçuşta uzaklığı gösteren sistem
Distant : Uzak,uzakta
Distinct : Arı,farklı
Distill to : Damıtmak
Distinct : Ayrı,farklı
Distribute : Dağıtmak,vermek
Distribution : Dağılım,dağıtım
Disturb to : Rahatsız etmek,düzenini bozmak
Disturbance : Düzensizlik,arıza
Divert to : Başka yöne çevirmek,saptırmak
Diverty : Uçağın gideceği meydan yerine başka bir meydana inmesi
Divide to : Bölmek,ayırmak
Division : Bölüm,bölünme
Do,to (did,done) : Yapmak
Dolly : Tekerlekli kriko,ağır komponentleri taşımak ve kaldırmak için kullanılan araç
Domain : Manyetik alan
Dome : kubbe,kubbe şekli verilmiş
Domestıc : Yerli,dahili,iç
Domestıc flıght : İç hat uçuş
Dominant : Baskın , dominant
Door : Kapı,kapak
Door latch : Kapı mandalı
Dope : Macun
Dot : Nokta,benek
Double : Çift,iki
Dovetail : Kırlangıç kuyruğu,geçme kurtağzı
Dowel : Tespit pimi
Dowel pin : Saplama,merkezleme pimi
Down : Aşağı,aşağıya ,aşağıda
Downstream : Sistem çıkışı
Drag : Uçağın havada ilerlemesine karşı havanın gösterdiği direnç,geri sürükleme
Drag to : Çekmek,sürüklemek
Drain outlet : Boşaltma hattı çıkışı
Drain to : Boşaltmak(sıvı)
Draining : Boşaltma
Draw to (drew,drawn) : 1-Çekmek sürüklemek
: 2-İçine çekmek,emmek
: 3 – Çizmek resmetmek
Drawing : Çizim,şema
Drench to : Islatmak,sıvıya batırmak
Dress out to : Gidermek,çıkarmak
Dribble to : Damlamak,damlatmak
Dried : Kuru,kurutulmuş
Drift : Uçuşta esas baş ile yol arasında rüzgarın neden olduğu fark
Drift to : (Rüzgarın veya akıntının etkisiyle) Sürüklenmek
Drill to : Matkapla delmek,delik açmak
Dring to ( drank ,drunk) : İçmek
Drinkable : İçilebilir
Drip to : Damlamak,damlatmak
Driplesstick : Tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan derecelendirilmiş çubuk (akıtmasız) çekme çubuğu
Dripstick : Çekme çubuğu,tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk(akıtmalı)
Drive (drove,driven) Sürmek,çalıştırmak
Droop to : Sarkmak,çökmek
Drop : Düşme,düşüş
Drop to : Düşmek,düşürmek
Dry : Kuru
Dry motor : Kuru (yakıtsız) start
Dry to(dried,dried): Kurutmak,kurulamak,kurumak
Dual : Çift , ikili
Duct : Geniş çaplı boru,dak
Due to : Yüzünden sebebiyle
Dull : Donuk,mat,soluk
Dumb : Dilsiz,sessiz
Dummy astenna : Yardımcı anten,yapay anten
Dump valve : Uçuşta uçağın iniş ağırlığını azaltmak için tanktaki yakıtın boşaltılmasını sağlayan valf
Dump to : Boşaltmak,atmak
Durability : Dayanıklılık,sağlamlık
Durable : Dayanıklı,sağlam
Duration : Süre
During : Süresince,esnasında,boyunca,sırasında
Dust : Toz
Dust cap : Toz kapağı
Dust cover : Toz koruyucu kapak,cihazı kaplayan metal koruyucu
Dustfree : Temiz tozsuz
Dusrproof : Toz geçirmez
Duty : Görev,gümrük vergisi
Dye to : Boyamak



-E-



Each : Her bir , her biri
Ear : Kulak
Ear plug : Kulak tıkacı
Early : Erken
Earth : Yerküre,dünya,toprak,yer
Ease to : Hafifletmek,dindirmek,kolaylaştırmak
Easily : Kolayca
East : Doğu
Easy : Kolay,basit
Eat to (ate,eaten) : Yemek
Eccentric : Dış merkezli,eksantrik
Eddy : Girdap,anafor
Edge current : Endüksiyon akımı
Edge : Kenar
Edge thickness : Kenar kalınlığı
Edible : Yenebilir
Effect : Sonuç,etki
Effective : Etkili,geçerli
Effectivity : Uygulanabilir,geçerlilik
Efficiency : Verim,randıman
Effiencient : Verimli ,etkili,yeterli
Effort : Güç,gayret,çaba
Either : İkisinden biri
Either … or : Ya..yada ,veya
Eject to : Dışarı atmak,fırlatmak
Elapse to : (Zaman) Geçmek
Elapsed time : Geçen zaman
Elasticity : Esneklik,elastikiyet
Elbow : Dirsek
Elbow fıttıng : Dirsek şeklindeki bağlantı elemanı
Electrical bond : Elektrik irtibatı
Electrical circuit : Elektrik devresi
Elektrical network : Elektrik şebekesi
Electrical harness : Elektrik donanımı
Electrician : Elektrik teknisyeni
Electricity : Elektrik
Electronıc Access door : Elektronik kompartman kapağı
Element : Element,öğe,unsur
Elevate to : Yükseltmek,kaldırmak
Elevator : Uçağın kuyruğunda bulunan ve burun aşağı yukarı hareketini sağlayan ana kumanda yüzeyi , elevatör
Eliminate to : Elemek,atmak,çıkartmak
Elongate to : Uzatmak
Elsewhere : Başka yerde
Emanete to : Çıkmak,yayılmak
Embed to : Gömmek içine koymak
Emerge to : Ortaya çıkmak
Emenrgency : Acil durum,tehlike hali
Emery : Zımpara
Emission : Yayma,emisyon
Emit to : Yaymakidışarı vermek,göndermek
Empenanage : Kuyruk takımı
Employ to : İş vermek,çalıştırmak,görevlendirmek
Employee : Çalışan,işçi
Employer : İşveren
Empty : Boş
Empty to : Boşaltmak
En route : Yolda giderken,sefer halinde
Enable to : Mümkün kılmak,izin vermek
Encircle to : Kuşatmak,çevrelemek
Enclose to : Kapsamak,içine almak,çevresini sarmak
Encounter to : Karşılaşmak,rastlaşmak
Encourage to : Cesaretlendirmek, teşvik etmek
End : 1-) Son,bitiş
: 2-) Uç
End to : Bitmek,sona ermek
Endanger to : Tehlike yaratmak
Endless : Sonsuz
Endurance : 1-) Bir uçağın belirli bir yakıt miktarı ile uçabileceği toplam süre,havada kalış süresi
: 2-) Sabır,dayanma
Endure to : Dayanmak,çekmek,katlanmak
Energize to : Enerji vermek , güç vermek
Engage to : Birbirine geçirmek,birbirine geçmek,iç içe geçmek
Engagement : Devreye girme
Engine : Motor
Engine core : Motorun sıcak kısmı
Engine nacella : Motor kaportası
Engine out : Motorun durması,çalışmaması
Engine pylon : Motorun bağlandığı yer
Engine test cell : Motor deneme tesisi
Engineer : Mühendis,teknisyen,makinist
Engrave to : Oymak
Enhance : Arttırmak,çoğalmak
Englarge to : Genişletmek,büyütmek
Enormous : Çok iri,büyük,müthiş
Enough : Yeterli
Enrich to : Zenginleştirmek,yakıt,hava karışım oranını zenginleştirmek( yakıt artarken havayı attırmayarak)
Ensure to : Emin olmak,garantiye almak,sağlamak temin etmek
Entail to : Gerektirmek,zorunlu kılmak
Enter to : Girmek
Entering : Giriş
Entertainment : Eğlence,eğlencelik
Entire : Bütün,tüm,tam
Entirely : Tamamen
Entrance : Giriş
Entrust to :Emanet etmek
Entry : Girme,giriş
Entryway : Giriş
Enumerate to : Sıralamak,belirtmek
Envelop to : Sarmak,kuşatmak
Environment : Çevre , içinde bulunan şartlar
Equal : Eşit,denk
Equalize to : Eşitlemek
Equation : Eşitlik,denklem
Equıpment : Ekipman,teçhizat,malzeme
Equıpment,cooling : Cihaz soğutulması
Equpped (with…) ile Donanmış
Equivalent : Muadil,eşit karşılık gelen
Erase to : Silmek
Err to : Yanılmak,hata yapmak
Error : Hata,yanılgı
Escape to : Kaçmak
Especially : Bilhassa özellikle
Essential : Gerekli esas
Establish to : 1- Kurmak,tesis etmek
: 2 – Saplamak,tespit etmek
Estimate to : Tahmin etmek hesaplamak
Estimated Time of Arrival (ETA) : Tahmini varış zamanı
Etch to : Asitle yakmak,aşındırmak
Evacuate to : Boşaltmak,tahliye etmek
Evacuation : Tahliye boşaltma
Evaluate to : Değerlendirmek
Evaluatıon : Değerlendirme
Evaporate to : Buharlaşmak
Even : - De,da ; hatta , bile
: 2- Düz eşit
Even number : Çift sayı
Evenly : Eşit olarak,dengeli şekilde
Event : Olay
Eventually : Neticede sonunda
Every : Her,her bir
Evidence : Kanıt,delil
Evident : Açık,belli,ortada
Exact : Tam,doğru,kesin
Examination : Muayene,yoklama
Examine (for) to : ( Bir şeyi bulmak amacıyla) incelemek
Examine to : İncelemek,tetkik etmek
Example : Örnek
Exceed to : Geçmek,aşmak
Excel to : Geçmek,üstün olmak
Excellent : Mükemmel,çok iyi
Except (for) : Dışında ,haricinde ,hariç
Exception : İstisna
Excess : Fazla,aşırı
Excessive : Aşırı
Excitation : Uyartım,uyarma
Excite to : Harekete geçirmek
Exclude to : Kabul etmemek,dahil etmemek
Excluding : Hariç
Execute to : Uygulamak,yürütmek
Exercise to : Uygulamak
Exert to : Kullanmak,uygulamak
Exhale to : ( Soluk) Dışarı vermek,buhar çıkarmak
Exhaust gas temperature (EGT) : Egsoz gazı çıkış sıcaklığı
Exhaust to : Boşaltmak
Exhaustive : Geniş,ayrıntılı
Exist to : Var olmak
Exit : Çıkış yeri
Exit to : Çıkmak
Expland to : Genişletmek,yaymak
Expansion : Genişleme,yayılma,genleşme
Expect to : Beklemek,ummak
Expel to : Atmak
Expense : Masraf,gider
Expensive : Pahalı
Experience : Deneyim
Experiment : Deney
Expert : Uzman
Expire to : Bitmek,sona ermek
Explain to : Açıklamak
Explanation : Açıklama,izah
Explanatory : Açıklayıcı
Explicit : Açık,belirgin,net
Explode to :Patlamak
Explore to : Keşfetmek,araştırmak
Explosion : Patlama
Explosive : Patlayıcı,patlayarak
Export to : İhraç etmek
Expose to : 1-) Maruz bırakmak,karşı karşıya getirmek
: 2-) Açmak,meydana koymak,göstermek
Exposed : 1-) Açık,meydanda
: 2-) Uzatmak,devam etmek
Extended : Açılmış,açık,uzamış,dışarıda (buton vs)
Extension : Açılma,açma
Extension and retraction test : Al-ver testi
Extensive : Geniş yaygın
Extent : 1-) Boy,uzunluk
: 2-) Ölçü derece
Exterior : Dış,haric,
Extermal : Dış,harici
External power : Harici güç
Extınguish to : Söndürmek,sönmek
Extract to : Sökmek,çıkarmak,almak
Extraction fan : Vantilatör
Extreme : Aşırı,son derece
Extrude to : Sıkmak,çıkarmak
Exude to : Sızmak,akmak,yayılmak
Eye : Göz



-F-

Fabric : 1-) Kumaş,bez
: 2-) Yapı,çatı
Fabricate to : İmal etmek,yapmak
Face : Yüz,yüzey
Face shield : ( Yüz için ) Siper,koruyucu
Facilitate to : Kolaylaştırmak
Facilities : Vaıta,imkan , bina,tesisat
Facility : 1-) Kolaylık
: 2-) Beceri,ustalık
: 3-) Özel bir iş için yapılmış bina
Fact : Gerçek , olgu
Factory : Fabrika
Fade away to : Ortadan kaybolmak,yok olmak,sönmek
Fade in to : Yavaş yavaş görünmek,görünür olmak,açılmak
Fade out to : Yavaş yavaş gözden kaybolmak,kararmak
Fade to : Solmak,rengi atmak
Fail safe : Arızaya karşı emniyetli,arızalara karşı otomatik tedribatı olan ( mekanizma)
Fail to : Yetersiz olmak,başarısız olmak,başarısızlıkla sonuçlanmak,arızalanmak,bozulmak
Failed : Arızalı
Failure : Arızalı,başarısızlık
Faint : Donuk,mat,soluk
Fairing : Kaplama,kaporta
Faırly : Oldukça
Fall to (fell,fallen) : Düşmek,azalmak
False : Yanlış,hatalı
Familiar : Bilinen,tanınan
Fan case : Fan kasası
Fan cowl : Fan kaportası
Fan cowl door : Fan kaporta kapağı
Fan duct cowl : Fan kaportası
Fan engine : Motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipi
Far : Uzak
Fast : Süratli,hızlı,çabuk
Fasten to : Bağlamak
Fastener : Bağlayan şey,perçin,cıvata gibi iki nesneyi birbirine bağlamak için kullanılan alet
Fatal : Öldürücü
Fatigue : Metal yorulması
Faucet : Musluk
Fault : Arıza
Faulty : Hatalı,arızalı
Favorable,favourable : Olumlu,uygun
FD Engage logic : FD’nin devreye girebilmesi için gerekli şartlar
Fear to : Korkmak,endişe etmek
Feasible : Yapılabilir,mümkün,uygun
Feather edge : Kolay bükülen çok ince sivri uç
Feature : Özellik,vasıf
Federal Aviation Administration (FAA) : Federal Havacılık İdaresi
Federal Aviation Regulations ( FAR’s) Federal Havacılık Yönetmelikleri
Fee : Ücret
Feeble : Zayıf,güçsüz,kuvvetsiz
Feed line : Beslenme hattı
Feed to (fed,fed) Doyurmak,beslemek
Feed back : Geribeslenme,değişen konumu bildirme
Feel to : (felt,felt) : Hissetmek
Female connector : Dişi bağlant elemanı
Fence : Çift parmaklık
Ferrous : Demirden oluşan,demirli
Ferrule : Demir halka,yüksük
Ferry : Uçağın ticari olmayan uçuşa gitmesi,uçağın yolcusuz ve yüksüz yalnız kendi ekibiyle uçması
Fetch to : Gidip getirmek
Field : Alan,meydan,hava meydanı
Field elevation : Bir meydanın deniz seviyesinden yüksekliği
Figure : Şekil,biçim
Filament : Lamba teli,flaman
File : 1-) Eğe
: 2 -) Dosya
File to : 1-) Eğelemek,eğe ile düzeltmek
: 2-) Dosyalamak
Fill connection : İkmal bağlantısı
Fill valve : İkmal valvi
Fill to : Doldurmak
Filling : Doldurma
Fillister : Oluk rendesi , oluk
Film : Tabaka , kat
Filtler cartridges : Filtre elemanı(süzgeç)
Filtler cloggıng ligt : Filtre tıkalı lambası
Fitler to : Süzmek,filtreden geçirmek
Filthy : Pis , kirli
Fin : Uçağın dikey stabilizeri
Finally : Sonunda,nihayet
Find to (found,found) Bulmak
Fine : Güzel,iyi kaliteli
Finger : Parmak
Finish to : Bitirmek,tamamlamak,bitmek,sona ermek
Fire : Ateş,yangın
Fire extinguisher : Yangın söndürücü
Fire handle : Motorda yangın çıkması halinde motoru durdurup motora giden yakıtı,hidroliği,pnömatiği ve elektriği kesen ana kol yada buton
Fireproof : Ateşe dayanıklı,yanmaz
Firm : 1-) Firma,şirket
: 2-) Sıkı,sağlam,sert
Firmly : Sıkıca
First : İlk,önce
First aid : İlk yardım
First offıcer : Yardımcı pilot
Fit to : Uymak,uygun olmak
Fitted to : Tutturulmuş,bağlanmış
Fitting : Bağlantı
Fix to : 1-) Sabitleştirmek,düzenlemek
: 2-) Tamir etmek
Fixed : Sabit,oynamaz,bağlı,belirlenmiş
Fixtures : Sabit eşya
Flabby : Gevşek,sarkık
Flag : Bayrak
Flake : İnce tabaka ,ince parça,pul
Flaked : Pul pul olmuş,pul halinde ayrılıp düşmüş
Flakıng : Pul pul dökülme
Flame : Alev
Flame out : Alev sönmesi.Çalışmakta olan motorun kendiliğinden durması
Flammable : Yanıcı,çabuk tutuşan
Flange : Flanş,kenar,oturma yüzeyi
Flare out to : Genişletmek
Flare to : Birden alev almak
Flash to : Yanıp sönmek
Flashligt : El feneri
Flat : 1-) Düz
: 2 -) Havasız , patlak ( lastik )
Flat spot : Lastik diş veya dişlilerinin aşınması sonucu düzlemiş, bezi çıkmış bölge
Flaw : Kusur,defo
Fleet : Filo
Flexible : Esnek,bükülebilir
Flicker to : Titremek, titreşmek
Flight : Uçuş
Flight altitude : Uçuş yüksekliği
Flight attendant ( F/A) : Uçuş görevlisi , hostes
Flight control : Uçuş kumandası
Flight crew : Uçuş mürettabatı
Flight data recorder : Kara kutu
Flight deck : Uçuş kompartmanı,kokpit
Flight kit : Uçuş teçhizatı/donanımı
Flight path : Uçuş pateni
Flip flop : İki durumlu
Float to : 1-) Yüzmek,sıvının üstünde durmak
: 2-) Havada süzülmek,uçmak
Floating point format : Ondalıklı gösterim biçimi
Flood to : Sel basmak,su basmak
Floodlight : Aydınlatma lambası
Floor : Taban,zemin
Flooy disk : Disket
Flow : Akış
Flow to : Akmak
Fluctuate to : Dalgalanmak,inip çıkmak,azalıp çoğalmak
Fluctation : Dalgalanma
Fluid : Akışkan sıvı
Flush to : Yıkamak,temizlemek,flaş etmek
Flute : Oluk,yiv
Flutter : Titremek,sallamak,kanat sarsıntısı
Flux : Akıntı,akış,cereyan akı
Flux density : Akı yoğunluğu
Fly to ( flew,flown ) : Uçurmak,uçmak
Foam : Köpük
Focus to : Odaklamak
Fog : Sis
Foggy : Sisli
Fold to : Katlamak
Foldıng type seat : Katlanan koltuk
Follow to : Takip etmek,izlemek
Following : Aşağıdaki müteakip
Foolproofing : Güvenilir,kusursuz
Foot : 1-) Ayak
: 2-) 0,3048 m
For : 1-) İçin
: 2-) (zaman) Süresince , -dır
Forbid to ( forbade,forbidden) : Yasaklamak
Force : Güç,kuvvet
Force to : Zorlamak,sıkıştırmak,itmek
Forearm : Dirsekle bilek arası
Forecast : Hava tahmini
Forecast to : Tahmin etmek
Foreign object : Yabancı madde
Foreign Object Damage ( FOD ): Yabancı cisim hasarı
Forget to ( forgot,forgotten ) : Unutmak
Form to : Oluşturmak,biçim vermek
Formal : Resmi,biçimsel
Format to : Formatlamak,şekil vermek,düzenlemek
Formation : Oluşum , formasyon
Former : Önceki , eski
Fortnight : Onbeşgün,iki hafta
Forward : Ön,ileri,öne doğru
Foul to : Dokunmak,çarpmak
Fouled : Kirli,tıkalı
Found to : Kurmak,yapmak
Four-wheel : Dört tekerlekli
Fraction : Küçük parça,bölüm,kısım
Fractional : Çok küçük,önemsiz
Fragile : Kırılabilir eşya,malzeme
Fragment : Parça
Frame : Uçağın gövde yapısına şekil sağlayan dış çember
Framework : Ana yapı iskeleti,iskelet,çatı
Frayed : Aşınmış
Free : 1-) Serbest,özgür
: 2-) Bedava,parasız
Free from : -sız ,den uzak,arınmış
Freedom : Özgürlük,serbestlik,arınma
Freze to : ( froze,frozen) : Donmak,dondurmak
Freezing : Donma
Freezing point : Donma noktası
Freezing weather : Dondurucu hava
Freight : Yük,kargo
Freighter : Kargo uçağı,yük gemisi
Frequency : Frekans
Frequancy meter : Frekansmetre
Frequent : Yaygın,olağan
Frequently : Sık sık
Fresh : Taze
Fresh air : Temiz hava
Friction : Sürtünme
Fringe area : Kenar bölge
From : -den,-dan,-den beri
Front : Ön,ön taraf
Front spar : Ön spar ( duvar)
Frost to : Donmak,buzlanmak
Frozen : Donmuş
Fuel : Yakıt
Fuel boost pump : Yakıt yardımcı pompası
Fuel on board ( FOB ) : Uçaktaki mevcut yakıt miktarı
Fuel pressure : Yakıt basıncı
Fulfil to : Yerine getirmek,yapmak
Full : Dolu,tam
Full turn : Tam dönüş
Fully : Tamamiyle
Fumes : Duman,buhar , gaz
Functıon : İşlev,görev
Fundamental : 1-) Kural,temel
: 2-) Esas,temel
Furnish to : 1-) Sağlamak,tedarik etmek
: 2-) Döşemek
Further : 1-) Daha fazla , daha ileri
: 2-) Başka,bir başka,bundan başka
Furthermore : Bundan başka , ayrıca
Fuse : Sigorta
Fuse to : Eriyip birbiriyle kaynaşmak,yapışmak
Fuselage : Uçak gövdesi
Fusion : Kaynaşma,füzyon
Futile : Boş,faydasız
Future : Gelecek,ileriki bir zamanda




-G-

Gage,gauge : Gösterge,saat
Gain to : Kazanmak,elde etmek
Galley : Uçaktaki yiyecek,içeceklerin konulup hazırlandığı bölüm,mutfak
Gang : Ekip ,takım,posta,grup
Gap : Boşluk,aralık
Gasket : Conta
Gasoline : Yakıt,benzin
Gate : Kapı,yolcu giriş kapısı
Gear : 1-) Dişli
: 2-) İniş takımı ( Landing gear )
Gear hydraulıc system : İniş takımı hidrolik sistemi
Gearbox : Dişli kutusu
General : Genel
Generalize to : Genelleştirmek
Generate to : Vermek,sağlamak,üretmek
Generation : Kuşak,nesil
Generous : Cömert,bereketli,verimli
Gentle : Kibar,nazik,yumuşak
Gently : Yavaşça,hafifçe
Genuine : Gerçek,hakiki
Get Access to : Erişmek,ulaşım sağlamak
Get to ( got got ) : Elde etmek,almak
Give up to : Bırakmak,vaz geçmek
Give to ( gave,given ) Vermek
Glance to : Göz atmak,bakmak
Glass : 1-) Cam
: 2-) Bardak
Glaze to : Sırlamak,cilalamak
Glide : Süzülme,alçalma
Glide slope : Süzülüş açısı
Globe : Küre
Glossy : Parlak
Gloves : Eldiven
Glow : Kızıl ışık,parlaklık
Glow to : Kızmak,akkorlaşmak
Glue : Tutkal,yapıştırıcı
Go around : Uçağın inişten vazgeçip pas geçmesi
Go by to : Geçmek
Go off to : Devam etmek
Go to : 1-) Gitmek,uzanmak
(went,gone) 2- ) İşlemek,çalışmak
Goggles : Koruyucu gözlük,maske
Good : İyi,uygun
Goods : Eşya,malzeme,madde
Govern to : Yönetmek,idare etmek,yönlendirmek
Governor : Regülatör,düzenleyici
Grade to : Derecelendirmek,sınıflandırmak
Gradient : Eğim,meyil
Gradually : Kademeli olarak,derece derece
Graduation : 1-) Derecelere ayırma
: 2-) Mezuniyet
Grasp to : Tutmak,kavramak
Gravity : Yerçekimi,ağırlık
Gravity draining : Kendi ağırlığıyla boşaltma
Gravity filling : Kendi ağırlığıyla ikmal
Grease : Yağ,gres
Gren : Yeşil
Grey : Gri
Grind to : ( ground,ground ) Öğütmek,ufalamak,taşlamak
Grip to : Sımsıkı tutmak,kavramak
Groove : Oluk
Groove cracking : Oluk çatlaması,diş gibi kırılması
Gross weight : Uçağın kargo da dahil toplam ağırlığı,brüt ağırlık
Ground : Yer,toprak,zemin
Ground door opening handle : Yerde kapak açma kolu
Ground roll : Tekerleklerin dönmesi
Ground safety : Yer emniyeti
Ground service network : Yer servis şebekesi
Ground station : Yer istasyonu
Ground to : Topraklamak
Grounding : Topraklama
Grounding-plate : Topraklama (oturma) yüzeyi.şase yüzeyi
Group to : Bir grupta toplamak
Grow to ( grew,grown ) : Büyümek,gelişmek,artmak,çoğalmak
Growth : Üreme,oluşma,büyüme
Guard to : Korumak,beklemek,önlem almak
Guess to : Tahmin etmek
Guıde to : Yol göstermek,rehberlik etmek,idare etmek
Gush out to : Fışkırmak
Gust ( of wind ) : Rüzgar süratinin artması,ani rüzgar
Guy : Gergi teli
Gyro : Cayro


-H-

Habit : Alışkanlık
Half ( pl.halves) :Yarım,bir şeyin yarısı
Halt to : Durmak,durdurmak
Hammer : Çekiç
Hamper to : Engel olmak,engellemek
Hand : El
Hand crank : Döndürme kolu
Handicap : Dezavantaj,engel
Handle : Kol,tutamaç,sap
Handle to : Ele almak,kullanmak
Handy : Kullanışlı,pratik
Hang to ( hung , hung ) : Asmak,asılmak,asıllı durmak
Haphazard : Rasgele,gelişi güzel
Happen to : Olmak
Harbor,harbour : Liman,sığınak,barınak
Hard : 1-) Sert,katı
: 2-) Güç,zor
Harden to : Sertleştirmek,katılaştırmak
Harmful : Zararlı
Harmless : Zararsız
Harness : Donanım
Harsh : Sert
Haste : Acele,telaş
Have to (had,had) : Sahip olmak,almak
Hazard : Tehlike
Hazardous : Tehlikeli
Head : Baş
Head to : 1-) Başta olmak,önde gelmek
: 2-) Yönelmek,yöneltmek
Headed into : Başı(burnu) bir tarafa çevrili
Heading : Baş,uçağın esas yönü
Headset : Telsiz konuşması için kullanılan başlık
Heap : Yığın,küme
Hear to ( heard,heard ) : Duymak,işitmek
Heat : Isı,sıcaklık,hareret
Heat dissipation : Isı kaybı
Heat to : Isıtmak
Heater : Isıtıcı
Heavy : Ağır
Heavy rainfall : Şiddetli yağış
Height : Yükseklik
Helical : Helezoni,sarmal
Helmet : Kask,başlık
Help : Yardım
Help to : Yardım etmek
Here : Burada,buraya
Hesitate to : Tereddüt etmek,duraksamak
Hexadecimal : Onaltılı
Hexegonal : Altıgen
Hide to ( hid,hidden) : Saklamak,gizlemek
High : Yüksek
High altitude : Yüksek irtifa,10 bin metrenin üzeri
High winds : Kuvvetli rüzgar
Hijack to : Uçak kaçırmak,silah zoruyla gaspetmek
Hinge : Menteşe
Hinged : Menteşeli,menteşelenmiş
Hit : Vurma,vuruş,darbe
Hit to ( hit,hit ) : Vurmak,çarpmak
Hoist : Yük asansörü,vinç
Hoist to : Yukarı kaldırmak,yukarı çıkarmak
Hold to( held,held ) : Tutmak.mevcut durumu muhafaza etmek,devam ettirmek
Holding pattern : Havaalanına iniş izni bekleyen uçakların izledikleri belirli yol,bekleme paterni
Hole : Delik,oyuk
Hollow : Boş,oyuk,çukur
Hook : Kanca
Hope to : Umut etmek,ummak,beklemek
Horizon : Ufuk
Horizontal : Yatay
Hose : Hortum
Hot : Sıcak
Hour : Saat
Housıng : Yuva,yer
Hover to : Havada belli bir noktada durmak,sallanıp durmak
Howewer : Bununla birlikte,ama,fakat
Hub : Tekerlek merkezi,göbek
Hubcup : Cant kapağı,başlık kapağı
Huge : Çok büyük , kocaman
Hum : Uğultu,gürültü
Humid : Nemli,rutubetli
Humidity :Rutubet
Hurricane : Kasırga,bora
Hurry to ( hurried,hurried) : Acele etmek
Hurt to (hurt , hurt ) : İncitmek,acıtmak,yaralamak
Hybrid : Melez
Hydraulıc fluıd contaıner : Hidrolik sıvı kabı
Hydraulıc ground power cart : Hidrololik sistem servis aracı
Hydraulic pump : Hidrolik pompası
Hydraulıc return line : Hidrolik dönüş hattı





-I-


Ice burn : Islak pistten dolayı aşınma
Ice formatıon : Buz oluşumu,
Ice foundation : Buz oluşumu
Ice protection : Buzlanmadan korunma,buzlanmayı önleme
Icıng : Buzlanma
Identical : Aynı
Identification : Tanımlama,kimlik
Identification card : Tanıtma kartı
İdentification ring : Tanımlama/kimlik halkası,etiket
Identıfy to ( ıdentified,identified ) : Tanıtmak,belirtmek
Idle : Rölanti
Idler : Ara tekerleği,kasnak
Idlıng Boşa alma,boşta çalıştırma
If : Eğer,-se
If not : Değilse,yoksa
Ignitable : Yanıcı
İgniter : Ateşleme bujisi,ateşleyici
İgnition : Ateşleme
İgnition plug : Buji
Ignore to : Aldırmamak,önem vermemek
Ill : Hasta , kötü,fena
Illegible : Okunmaz
Illicit : Yasaya aykırı,yasa dışı
Illuminate to : Aydınlatmak
Illustrate to : Resimle göstermek,açıklamak
Image : Görüntü
İmaginary : Hayali,sanal
Immaculate : Lekesiz,kusursuz
İmmaterial : Önemsiz
Immature : Olgunlaşmamış
Immediately : Hemeniderhal
Immelmann turn : Uçağın yarım lupıng yaptıktan sonra yarım tono yaparak yatay vaziyetie gelerek yükseklik kazanması
İmmense : Ucu bucağı olmayan,kocaman
Immerse to : İçine batırmak,daldırmak
İmminence : Yakınlık,yakınlaşma
İmmobile : Hareketsiz ,devinimsiz
İmmobilize to : Tesbit etmek,yerinde tutmak,hareketini önlemek
Immovable : Kımıldamaz,hareketsiz
Immune : Bağışık,muaf
Impact : Darbe,çarpma,etki
İmpair to : Bozmak,zarar vermek
İmpart to : 1-) Vermek,katmak
: 2-) Bildirmek,söylemek
İmpartial : Tarafsız,yansız
İmpartıble : Bölünemez
İmpatıent : Sabırsız
Impede to : Engel olmak
Impel to : Zorlamak,sevk etmek
Impeller : ( Pompa vb içindeki) Pervane ,pal
Impenetrable : Girilemez,nüfuz edilemez
Imperceptible : Hissedilmez,fark edilmez
Imperfect : Kusurlu,hatalı
Imperil to : Tehlikeye sokmak
Impervious : Su yada hava geçirmez,sızdırmaz
Implement : Alet
Implement to : Tamamlamak,yapmak,yerine getirmek
Imply to (implied,implied) : 1-) Anlamına gelmek,dernek olmak
: 2-) İçermek,kapsamak
İmport to : İthal etmek,yurt dışından getirmek
İmpose to : Zorla benimsetmek,empoze etmek
Impossible : Olanaksız,imkansız
Impractıcable : Yapılamaz,uygulanamaz
Impregnate to : (iyice) Islatmak
Impression : Etki,izlenim
Improve to : Geliştirmek,ilerletmek
Improvement : İlerleme,gelişme
Impulse : Darbe,vuruş
Impulse turbine : Çarpma etkili türbin
İmpurıty : Kirlilik,pislik
In accordance with : Uygun olarak –e göre
In addition to : Ek olarak,yanı sıra
In approach : Yakın ( inişe) Yaklaşmada
In case of : Halinde , durumunda
In concern with : İlgili olarak
In conjunctaıon with : ….ile beraber/birlikte
In front of : Önünde
In good condıtıon : İyi durumda
In operatıon : Çalışır durumda,faal
In posıtıon : Yerinde,gerekli konumda
In progress : Devam etmekte
In proportıon to : Orantılı olarak
In proximinity to : Yakınında
In the event of : Halinde – durumunda
In turn : Sırayla
In view : Görünür
Inaccessible : Ulaşılamaz
Inaccuracy : Yanlışlık,hata
Inadequate : Yetersiz
Inadvertently : Kasıtsız olarak
Inapplicable : Uygulanamaz
Inboard : İç taraf
In-bound : İstasyona yaklaşmak(uçuş)
Incandescent light : Akkor telli lamba
Inch : İnç 2,54 cm
Incıdence : İsabet,etki alanı
Incıdent : Olay
Incipient : Yeni başlamış
Incıdent : Olay
Incıpıent : Yeni başlamış
Inclinatıon : Eğilim,eğim
Incline to : Eğmek,eğilmek,yatmak,meyletmek
Inclined : Eğimli
Inclinometer : Eğim,ölçer
Include to : Dahil etmek,kapsamak
Included : Dahil
Including : Dahil,kapsayarak
Inclusive : İçine alan,dahil
Incombustible : Yanmaz
Income : Gelir,kazanç
Incomplete : Eksik,tamamlanmamış
Inconel : Paslanmaz çeliğe benzer,ısıyla sertleştirilemeyen krom-demir alaşımı
Inconspicuous : Göze çarpmayan , önemsiz
Inconvenience : Rahatsızlık,elverişsiz olma
Incorporate to : Birleştirmek , katmak,birleşmek
Incorrect : Yanlış
Incorrectly : Yanlış olarak
Increase : Artış
Increase to : Artmak,çoğalmak,artırmak
Increment : Artma,artış,çoğalma
Incur to : Sebep olmak,-den kaynaklanmak; maruz olmak
Indeed : Gerçekten
Indefinite : Belirsiz,sınırsız,sonsuz
Indent : Çentik
Indentation : Girinti,çukur
Independent : Bağımsız
Independently : Ayrı olarak,bağımsız olarak
Index : 1-) İşaret , gösterge
: 2-) Dizin,ındeks
Index by tıtle : Başlıklara göre sıralama
Index by type number : Tip numaralarına göre sıralama
Indıcate to : Göstermek,belirlemek,işaret etmek
Indıcatıon : İndikasyon,gösterme
Indıcator : İndikatör,gösterge
Indifferece : İlgisizlik,kayıtsızlık
Indifferent : İlgisiz,nötr
Indırect : Dolaylı,indirekt
Indıvidual : 1-) Tek,ayrı
: 2-) Bireysel,ferdi
: 3-) Şahıs,fert,birey
Indıvıdual air outlet : Manika
Induce to : 1-) İkna etmek,sevk etmek,neden olmak
: 2-) İndüklemek
Inductıon : İndükleme,indüksiyon
Induction coil : İndüksiyon bobini
Inductıon current : İndükleme akımı,indükleme yoluyla elde edilen elektrik akımı
Ineffective : Etkisiz
Inefficient : Etkisiz,verimsiz
Inert : Hareketsiz,etkisiz
İnertia : Atalet,devinimsizlik
Inertıal Reference System(IRS): Uçağın dünya üzerindeki konumunu ve yerini gösteren sistem
Inevitable : Kaçınılmaz
Inextricable : Karışık,içinden çıkılmaz
Inextricably : İçinden çıkılmaz biçimde
Infallible : Yanılmaz,güvenilir
Inferıor : Aşağı,alt,ikinci derecede olan
Infiltrate to : İçeri sızmak,süzülmel
Infınıte : Sonsuz,sınırsız
Infınıty : Sonsuzluk,sınırsızlık
Inflame to : Tutuşmak,alev almak
Inflammable : Yanıcı,tutuşur,alev alır
Inflate to : Şişirmek(lastik) hava yada bir başka gazla ikmal etmek
In flight fuel dumpıng : Uçuşta yakıtı havada boşaltma
Influence : Etki
Influence to : Etkilemek
Inform to : Haber vermek,bildirmek,söylemek
Informatıon : Bilgi,bildirme,haber
Infractıon : Bozma,ihlal
Infrequent : Seyrek,nadir
Infuse to : Dökmek,akıtmak,demlemek
Infusion : İçine dökme yada akıtma,demleme,karıştırma,katma
Ingest to : İçine çekmek
Ingot : Külçe,kütük
İngraın to : Yer etmek,yerleşmek
Ingredient : Karışımı oluşturan madde,içindeki
Inhale to : Nefes almak,soğumak
Inherent : Doğal,doğasında olan
Inhıbıt to : Engellemek,yasaklamak
Inhıbıtor : Inhibitör,yavaşlatıcı
Inıtıal : İlk,önceki
Inıtıate to : Başlatmak
Inject to : Enjekte etmek,içine katmak
Injectıon pressure : Enjeksiyon basıncı
Injury : Yararlanma,zarar
Ink : Mürekkep
Inlet : Giriş,ağız
Inlet chamber : Emme odası
Inlet duct : Emme borusu
In line : Sırada,bir hizada
Inner : İçerdeki,iç
Innocent : Masum,zararsız
Innovate to : Yenilik getirmek,değişiklik yapmak
Innovatıon : Yenilik,değişiklik
Innumerable : Sayısız
Inoperatıve : İşlemeyen bozuk
In – phase : Eş fazlı
Input : Girdi,bilgi
Inquire to : Sormak,bilgi almak
Inquiry : Soruşturma,araştırma
Inscribe to : Yazmak,kaydetek
Insert to : Sokmak,yerleştirmek
In service measurements : Servis ölçümleri,servis değerleri
İnside : İçinde,içindeki
İnsight : Kavrama,kavrayış
Insıgnificant : Önemsiz
Insıst to : Israr etmek
Inspect to : Dikkatlice gözden geçirmek,kontrol etmek,denetlemek
Inspectıon : Yoklama,kontrol,muayene
Inspector : Kontrol eden kişi,müfettiş
Install to : Yerleştirmek,takmak
Installatıon : Takma,yerleştirme
Installed : Yerleştirilmiş
Instance : Örnek
Instant : Hemen olan,acil
Instantaneous : Anlık,ani
Instead of : Yerine
Instruct to : 1-) Öğretmek,eğitmek
: 2-) Emir vermek,talimat vermek
Instructıons : Talimat
Instructor : Eğitmen
Instrument : Alet
Instrument Landing System (ILS) Aletli iniş sistemi
Insufficient : Yetersiz
Insulate to : Yalıtmak,izole etmek
Insulatıon : Yalıtım,izolasyon
Insulatıon resistance : İki iletkeni ayıran yalıtkan maddenin elektriki direnci
Insure to : Sigorta etmek,sağlama bağlamak
Intact : Bozulmamış,tam,eksiksiz
Intake : Giriş,ağız,emme
Intake stroke : Emme zamanı
Integer : Tam sayı,bütün
Integral : Tam,bütün,integral
Integrate to : Tamamlamak,bütünlemek
Integrated Drıve Generator (IDG): Dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratör
Intergratıng circuıt : İntegralleyici devre
Integrity : Doluluk,tam olma
Intend to : Tasarlamak,niyet etmek
Intensifier electrode : Hızlandırıcı,güçlendirici elektrot
Intensıty : 1-) Şiddet,yoğunluk
: 2-) Parlaklık
Intentıonal : Kasıtlı
Intercept to : Durdurmak,kesmek,engellemek
Interceptor : Avcı uçağı
Interchangeable : Birbiriyle değiştirilebilir,birbirinin yerine geçebilir
Intercom system : Dahili konuşma sistemi
Interconnect to : Birbirine bağlamak
Interelectrode capacitance : Elektrotlar arası geçirgenlik,kapasitans
Interest to : İlgilenmek,ilgilendirmek
İnterface : Arayüzey,bir ünitenin diğerleriyle ilişkisi
Interfere to : Karışmak,müdahale etmek,engellemek
Interference : Müdahale
Interior : İç
İnterlaced scanning : Aralıklı tanıma
Interlayer insulatıon : İç tabakanın (katın) izolasyonu
Interlıne to : Orta astarı koymak
Interlock to : Birbirine kenetlemek,bağlamak,kilitlemek
Intermediate : Orta,arada bulunan,ortadaki
Intermission : Ara,aralık
Intermit to : Ara vermek,durmak,bir süre kesilmek
Intermittent : Aralıklı,kesik kesik,sürekli olmayan
Intermodulatıon : İnetrmodülasyon,arakiplenim
Internal : Dahili
Interphone : Dahili telefon sistemi
Interpret to : Yorumlamak,anlamını açıklamak
Interpratatıon : Yorumlama,yorum,açıklama
Interregnum : Ara,aralık
Interrelate to : Birbiriyle alakalı olmak
Interrelated : Karşılıklı,ilişkili,birbiriyle alakalı
Interrogate to : Sorguya çekmek
Interrupt to : Kesmek,ara vermek
Intersect to : Kesişmek,kesmek
Intersectıon : Kesişme , kavşak
Interval : Aralık ( zaman olarak )
Into : İçine , içine doğru
Intrıcate : Girift,anlaşılması güç,karışık
Introduce to : 1-) Ortaya çıkarmak,ortaya koymak
: 2-) İçine katmak
Introductıon : Giriş
Invalid : Geçersiz,hükümsüz
Invaluable Çok değerli
Invent to : İcat etmek,bulmak
Inventıon : İcat , buluş
Inventory : Envanter,sayım çizelgesi,ayrıntılı gösterge
Inverse voltage : Ters voltaj
Invert to : Tersine çevirmek
Inverter : İnverter,doğru akımı (DC) alternatif akıma ( AC) çeviren cihaz
İnvestigate to : Araştırmak,incelemek
Invisible : Görünmez
Invoıce : Fatura
Invoke to : Başvurmak
Involve to : Karıştırmak
Involved (ın) : Alakası olmak,karışmış bulmak
Iodine : İyot
Iodize to : İyotlamak
Ionize to : İyonlara ayırmak,iyonize etmek
Ionosphere : İyonosfer
Iron out to : Ortadan kaldırmak,gidermek
Irregular : Düzensiz,kuralsız
Irrıgate to : Yıkamak
Irrıtant : Tahriş edici
Isolate to : Ayırmak,bağlantıyı kesmek
Isolatıon : Ayırma
Issue to : Yayınlamak,çıkarmak
Item : 1-) Parça
: 2-) Bakımlarda uçakla ilgili arızaların ve cevaplarının yazıldığı kağıt
Itemize to : Ayrıntıları ile yazmak



-J-

Jack up to : Jaka almak,krkikoyla kaldırmak
Jackıng : Jaka almak
Jag : Sivri uç,diş.çentik
Jagged : Kertikli,dişli
Jam to : Sıkıştırmak,tıkamak,sıkışmak,tutukluk yapmak
Jamnut : Sıkıştırma sonucu,kontra somun
Jar to : Sarsmak,titremek
Jav clutch : Çeneli kavrama
Jelly : Pelte,jöle
Jerk to : Birdenbire çekmek,atmak,fırlatmak
Jerking : Aniden,birdenbire
Jerry can : Yakıt taşımak için kullaılan 5 galonluk konteyner,kap
Jettison to : Uçuş esnasında uçaktan eşya,yük atmak
Job set up : İşe hazırlık
Job set up information : Görev hazırlık bilgisi
Joggle : Geçme,bir parçanın diğerinin üstüne geçmesini sağlayan metal dirsek
Joın to : Birleşmek,birleştirmek,katılmak
Joint : Birleşme yeri
Jolt to : Sarsmak
Journal : Şaft yatağı
Journey : Yolculuk,seyaha
Jump to : Sıçramak,atlamak,zıplamak
Jumper : Geçici olarak kullanılan elektrik bağlantı teli
Junction : Birleşme,bitişme,iki iletkenin veya devrenin birleştiği nokta
Just : 1-) Henüz,şimdi
: 2-) Yalnız,sadece
Jusfity to(justified,justified) : Doğrulamak,haklı çıkarmak
Juxtaposıtıon : Bitişiklik,bitişme,yan yana koyma






-K-




Keep away to : Uzak durmak,uzak tutmak
Keep off to : Uzak durmak,uzak kalmak,yaklaştırmamak
Keep to (kept kept) : 1-) Muhafaza etmek,tutmak
: 2-) Sağlamak
Key to : 1-) Kilitlemek
: 2-) Vericiyi çalıştırmak,devreye sokmak
Keyboard : Klavye
Kind : Çeşit,tür,cins
Kink : Telin dolaşması,bükülmesi
Kit : Takım,alet takımı,set
Knee : Diz
Knife edge : Bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddeler
Knob : Switch düğme
Knock to : Vurmak,çarpmak
Knot : 1-) Hız birimi,saatte bir deniz mili(1852m/saat)
: 2 -) Düğüm
Know to(knew,known) : Bilmek
Knowledge : Bilgi
Known : Bilinen,beklenen
Knuckle : Boğum,mafsal
Knurled : Tırtıklı







-L-



Label : Etiket,tag
Label to : Etiketlemek
Lack : Olmayış,eksiklik
Lack to : -den yoksun olmak
Ladder : Merdiven
Laminate to : Yaprak haline getirmek,ince tabaka haline getirmek
Land : Toprak,ülke
Land to : Yere inmek
Landing : İniş
Landing gear : İniş takımı
Landing gear bay : İniş takımı bölümü
Landing gear well : İniş takımı yuvası
Landing gear wheel : İniş takımı tekerleği
Landing roll : İniş rulesi.Tekerleklerin piste konduğu noktadan uçağın pisti terk ettiği noktaya kadar olan mesafe
Language : Dil,Lisan
Lap to : Katlamak,katlanmak,üzerine koymak
Large : Geniş,büyük
Last : Son,sonuncu
Last to : Devam etmek
Latch : Mandal kilidi
Latch to : Mandallamak
Late : Geç,gecikmiş
Later : Sonra
Lateral : Yanal,yana doğru
Laterally : Yana doğru
Latitude : Enlem
Latter : İki şeyden sonuncusu,son söylenen
Lattice : Kafes,örgü
Launch to : 1 -) Uçağı uçuş için bırakma
: 2 -) Başlatmak (yeni iş )
Lavatory : Tuvalet
Lavatory doors : Tuvalet kapıları
Law : Kanun,yasa,kural,kaide
Lay to (laid,laid) : Yatırmak,koymak,yaymak
Layer : Tabaka
Layout : Plan
Leach to : Süzmek filtreden geçirmek
Leachable : Filtre edilebilir
Lead : Uç,kablo
Lead to (led,led) : Yol göstermek,idare etmek
Leading : Başta gelen,en önemli
Leading edge : Hücum kenarı,ön kenar
Leak : Sızıntı,kaçak
Leak proof : Sızdırmaz
Leakage : Sızıntı,kaçak
Lean to : Dayanmak,yana atmak,eğilmek
Leap to : Sıçramak,atlamak
Learn to : Öğrenmek
Leave to ( left,left ) : Bırakmak,ayrılmak
Ledge : Raf gibi düz çıkıntı
Lee : Muhafazalı taraf,rüzgardan korunan taraf
Lee side : Rüzgar altı
Left : Sol
Left hand side : Sol,sol taraf
Left handed : Solak
Leg : Bacak
Legal : Yasal
Legend : Işıklı yazı
Legible : Okunaklı
Legitimate : Yasal,meşru
Length : Uzunluk
Less than : -den az
Lessen to : Azaltmak,azalmak
Let to (let,let) : İzin vermek,bırakmak,beklemek
Level : Seviye
Level to : Düzeltmek,aynı seviyede getirmek
Lever : Lövye , kol
Liability : Sorumluluk
Liable : Sorumlu
License,license : Lisans,ehliyet,izin,ruhsat
License to : İzin vermek,ruhsat vermek
Lid : Kapak
Lie to ( lay,lain ) : Yatmak,uzanmak
Life : Hayat,yaşam
Life vest : Can yeleği
Life time : Hayat süresi,ömür boyu
Lift to : Kaldırmak
Light : Lamba,ışık
Light to ( lit,lit) : Aydınlatmak
Lightıng to : Hafifletmek,yükünü azaltmak
Lightly : Hafifçe
Like : Gibi,benzer
Like to : Hoşlanmak,sevmek
Likely : Olası,muhtemel
Likewish : Aynı şekilde bunun gibi
Limb : Dairesel dış kenar
Limit : Sınır,limit
Limit to : Kısıtlamak,sınırlamak
Limitation : Sınır,sınırlandırma
Limited : Sınırlı,kısıtlı
Line : Hat
Line maintenance : Hat bakım
Linear : Lineer,doğrusal,çizgisel
Linen : Keten,keten örgü
Linger to : Gitmemek,oyalanmak
Link : Bağ,bağlantı
Link to : Birbirine bağlamak,birleştirmek
Linkage : Bağlantı
Lint free : Tiftiksiz
Liquid : Sıvı,akıcı,akışkan
List to : Listesini yapmak,listeye geçirmek
Listen to : Dinlenmek
Live : Canlı,elektrikli,akım geçen
Live to : Yaşamak,hayatta olmak
Load : Yük
Load to : Yüklemek,doldurmak
Lobe : Yuvarlakça kısım
Local : Yerel,bölgesel
Local tıme : Yerel saat
Localize to : Yerini belirlemek,saptamak
Localizer : ILS’nin inişte son yaklaşma için pistin merkez hattını gösteren elektronik kısmı
Locate to : 1-) Yerleştirmek,koymak
: 2 -) Yerini bulmak,tespit etmek
Locatıon : Yer,yerleşim
Lock to : Kilitlemek,kilitlenmek
Locked : Kilitli
Locking device : Kilitleme aygıtı
Lockwıre : Emniyet teli
Lockwıre to : Emniyet teliyle bağlamak
Logbook : Yapılan işlerin kaydedildiği defter
Logıc : Mantık
Logıcal : Mantıklı,mantıksal
Long : Uzun
Long dıstance : Uzun mesafe
Long range : Uzun menzilli
Long term : Uzun vadeli
Longitude : Boylam
Longıtudinal : Uzunlamasına,boyuna
Look for to : Aramak
Look to : Bakmka
Loop : Lup,hat
Loose : Gevşek
Loosely : Gevşek olarak
Loosen to : Gevşetmek
Lose to (lost,lost) : Kaybetmek
Loss : Kayıp,kaybetme
Loud : Yüksek (ses) gürültülü
Loudness : Gürültü,ses yüksekliği
Loudspeaker : Hoparlör
Low : Düşük
Low pressure light : Düşük basınçlı ikaz lambası
Lower : Aşağı alt
Lower to : 1-) İndirmek
: 2-) İniş takımlarını açmak
LRU(Line Replaceable Unıt) : Hatta değiştirilebilen cihaz
Lubricant : Yağlama maddesi,yağ,gres
Lubricate to : Yağlamak
Lubracating : Yağlama
Lubracatıon : Yağlama,gresleme
Luck : Şans,talih
Lug : Bağlantı noktası olarak kullanılan çıkıntı,uzantı,pabuç
Luggage : Bagaj
Lukewarm : Ilık
Lumınary : Işık veren
Lumınous : Parlak,ışıklı
Lump : Parça,küme,topak,yumru
Lungs : Akciğer




-M-


Mach : Uçağın hızının uçulan ortamdaki ses hızına oranı
Magnet : Mıknatıs
Magnetıc pole : Manyetik kutup
Magnetic tape : Manyetik bant
Magnetize to : Mıknatıslamak
Magneto ignition : Manyetolu ateşleme
Magnifier : Büyüteç
Magnify to(magnified,magnified) : Büyütmek
Magnitude : Büyüklük
Mail : Posta
Mail to : Postalamak
Main : Ana,esas
Main gear : Ana iniş takımı
Main gear ground lock assembly : Ana iniş takımı açıkta kilitleme mekanizması
Mainly : Esas olarak
Maintain to : Mevcut durumu muhafaza etmek,tutmak,sağlamak
Maintenance : Bakım
Maintenance facility : Bakım merkezi
Maintenance personel l : Bakım personeli
Major : Esas,önemli
Majority : Çoğunluk
Make certain to : Emin olmak,temin etmek,tahkik etmek,kesinlik kazandırmak
Make sure to : Emin olmak,tahkik etmek,temin etmek
Make up to : Oluşturmak,meydana getirmek
Make to (made,made) : Yapmak,meydana getirmek
Male connector : Erkek bağlantı elemanı
Malfunctıon : Arıza
Malleable : Dövülebilir
Mallet : Tokmak,çekiç
Man power : İnsan gücü
Manage to : Yönetmek,idare etmek,başarmak,becermek
Mandatory : Zorunlu,gerekli
Man hour : Bir insanın bir saatlik çalışması,adam saat
Manifold : Basınçlı sıvı yada gazın kollara dağıldığı port,manifold
Manipulate to : İdare etmek,yönlendirmek,elle işletmek
Manner : Tarz,biçim,tavır
Manoeuver : Manevra
Manoeuver to : Manevra yapmak
Manual control : Elle (manüel) kumanda
Manufacture to : Üretmek,imal etmek
Manufacturer : Üretici,imalatçı firma
Many : Çok,çoğu,birçoğu
Map : Harita
Mar to : Bozmak,zarar vermek,şeklini bozmak
Marble : Mermer
Margin : Sınır,kenar,boşluk
Marginal : Kenarda olan
Mark : İşaret
Mark to : İşaretlemek,göstermek
Mass : Yığın,kütle,yoğun
Massive : Ağır,kalın,yekpare
Master cautıon light : Önemli arızaları ikaz eden lamba,ana ikaz lambası
Master switch : Ana şalter,sistemdeki tüm devrelere giden elektrik gücünü kontrol eden switch
Master warning light : Çok önemli arızaları ikaz eden lamba
Mat : Hasır,paspas
Match to : Birbirine uydurmak,eş olmak,uymak
Mate to : Birleştirmek,bağlamak,birbirine geçirmek
Material : Malzeme
Mating surfaces : Temas eden yüzeyler
Matter : 1-) Madde,cisim
: 2-) Mesele,sorun,konu
Mature to : Olmak,olgunlaşmak,vadesi gelmek
Maximize to : Maksimuma çıkarmak,getirmek
Maximum : En çok,en yüksek,azami
Mean : Orta,ortalama,iki seyin ortası
Mean value : Ortalama değer
Mean to : Anlamına gelmek,demek olmak,demek istemek
Meanıng : Anlam
Means : Yol,araç,yöntem
Meanwhıle : Bu arada
Measurable : Ölçülür,ölçülebilir
Measure to : Ölçmek
Measurement : Ölçü,ölçme
Measurıng : Ölçüm,ölçme
Mechanic : Mekanik teknisyen
Mechanically operated : Mekanik olarak çalışan
Mechanısm : Mekanizma,makine düzeni,mankineyi oluşturan bütün kısımlar
Medical : Tıbbi
Mediuö range : Orta menzilli
Meet to( met,met ) : Karşılamak,yerine getirmek,yapmak
Meeting : Toplantı,buluşma
Melt to : Erimek,eritmek
Melting point : Erime noktası
Member : Üye
Memory : Hafıza,bellek
Mend to : Onarmak,tamir etmek
Mental : Zihinsel,akılsal
Mentality : Anlayış,düşünce
Mention to : Söylemek,bahsetmek,-den söz etmek
Mercury : Cıva
Merely : Sadece,yalnız
Merge to : İçine karışmak,birleşmek,içine karıştırmak
Meridian : Meridyen
Merit : Değer
Merit to : Hak etmek,değmek
Mesh : 1-) Dişli çarkının dişlerinin birbirine geçmesi
: 2-) İnç karedeki atkı çözgü sayısı
Message slot : Mesaj kısmı/bölümü
Metallic : Metalik,madeni
Meter to : Ölçmek
Metering valve : Sıvı akışını yönlendiren bir çeşit kumanda valvi
Meticulous : Titiz,çok dikkatli
Microwawe : Mikrodalga
Middle : Orta
Mike (sl.) : Mikrofon
Mild : Yumuşak , ılımlı, zayıf
Milibar : Bar’ın binde biri
Mill to : Öğütmek,frezlemek,işlemek
Milling machine : Freze makinesi
Mingle to : Karıştırmak,karışmak
Minimal : En az , en küçük,en aşağı
Minimize to : Asgariye indirmek,mümkün olduğu kadar azaltmak
Minimum : En küçük miktar,asgari
Minimum enroute altitude : Uçuş sırasındaki asgari yükseklik
Minor : Daha küçük,daha az,önemi az
Minority : Azınlık
Minus : Eksi (-)
Mınute : Dakika
Mirror : Ayna
Misalign to : Yanlış ayarlamak
Misalignment : Yanlış ayarlama
Miscellaneous : Çeşitli,muhtelif
Mislead to (misled,misled) : Yanıltmak,yanlış bilgi vermek
Miss to : 1-) (Otobüs,uçak,ders…)kaçırmak,yetişememek
: 2-) Özlemek,aramak
: 3-) Anlamamak,kavramamak
Missing : Kayıp,eksik,olmayan
Mist : Pus,duman
Mistake : Yanlış,hata
Misuse to : Yanlış yerde kullanmak,kötü kullanmak
Mix to : Birbirine karıştırmak,karmak
Mixed : Karışık,karma
Mixture : Karışım,karıştırma
Mobile : Hareket eden gezici
Mock up : Herhangi bir şeyin modeli
Mode selector swıtch : Mod seçme swıtchi
Moderate : 1-) Orta,vasat
: 2-) Ilımlı,ölçülü
Modernize to : Yenileştirmek,çağdaşlaştırmak
Modification : Değişiklik,modifikasyon
Modify to (modıfıed,modıfied) : Değiştirmek
Modulate to : Modüle etmek,dalga uzunluğu ve frekansını değiştirmek,ayarlamak
Modulatıon : Değiştirme,ayarlama
Moısture : Nem,rutubet
Moment : An,çok kısa zaman
Momentarily : Kısa bir süre için,geçici
Momentary : Bir anlık,geçici
Momentum : Moment,devinirlik,hareket eden bir cismin kütle ve hızının çarpımıyla elde edilen hareket miktarı
Monitor to : İzlemek,kontrol etmek
Monolithic : Yekpare,tek parça
Monotonous : Tekdüze,monoton
Monsoon : Muson
Month : Ay,yılın on iki bölümünden her biri
Moon : Ay
Moor,to : (Uçağı)Bağlamak,sabitlemek
More : Daha çok , daha fazla
More than : -den daha fazla
Moreover : Üstelik,bundan başka
Morning : Sabah
Morse code : Mors alfabesi
Most : En çok , en fazla
Mostly : Çoğunlukla,genellikle
Motion : Hareket,devinim
Motivate to : Sevketmek,harekete geçirmek,motive etmek
Motor to : (Motor) Çalıştırmak
Motoring : Start dışı sebepler için motoru startelerle döndürmek
Mould to : Kalıba dökmek,biçimlendirmek
Mount : Yuva
Mount to : Monte etmek,tutturmak
Mouth : Ağız
Move in and out to : İleri geri hareket etmek
Move to : 1-) Hareket etmek/ettirmek
: 2-) Konumuna getirmek
Movement : Hareket
Movıng : Hareketli,hareket eden
Much : Çok epey,hayli
Mud : Çamur,balçık
Muffler : Susturucu
Multı : Çok
Multı functıonal : Çok işlevli,çok fonksiyonlu
Multiple : Çok bölümlü,çeşitli
Multiple circuit : Çok safhalı devre
Multiplexıng : Sinyali çoğaltma,bir sinyalle birden fazla çıkış sağlama,bir hattan birden fazla sinyal gönderme
Multiplication : Çoğalma,çoğaltma,çarpma
Multıply to(multıplied,multıplied) : Çoğaltmak,arttırmak,çarpmak
Mute : Sessiz
Mutual : Karşılıklı,iki taraflı,ortak,müşterek



-N-



Nacelle : Motoru örten ve içine alan kısım,kaporta
Nail : 1-) Çivi
: 2 -) Tırnak
Nail to : Çivilemek
Name : İsim , ad
Name to : İsim vermek,adlandırmak,belirtmek
Narrow : Dar
Narrow to : Daraltmak,sınırlamak
Natıonal : Ulusal,milli
Natıve : Yerli
Natural : Doğal
Nature : Doğa,tabiat,nitelik
Naught : Hiçbirşey,hiç,sıfır
Nautıcal : Denizciliğe ait
Navigate to : Gidip,gelmek(deniz) yolculuğu yapmak
Navigatıon : Sefer,seyrüsefer
Navy : Donanma,Deniz Kuvvetleri
Near : Yakın
Nearly : Hemen hemen,neredeyse
Neat : Temiz,derli toplu
Necessary : Gerekli
Necessitate to : Gerektirmek
Neck : 1-) Boyun
: 2-) Kaplarda ağza yakın dar kıısm
Need to : İhtiyacı olmak,gereksinim duymak
Needle : 1-) İğne
: 2 -) İbre
Neglect to : İhmal etmek,aldırmamak
Negligent : Kayıtsız,ilgisiz
Negotiate to : Görüşmek
Neighbouring : Yakın,komşu
Neither : Hiçbiri
Neither … nor : Ne…ne de
Net : Ağ
Network : Şebeke
Neutral : Nötr,sıfır durumda
Neutralize to : Etkisiz hale getirmek
Never : Asla,hiç
New : Yeni
News : Haber,bilgi
Next : En yakın,sonraki
Next to : Yanına,yanında
Night : Gece
Nil : Hiç,sıfır
Nippers : Pense,kerpeten,kıskaç
Nıpple : Nipel,iki bağlantı parçasını birbirine eklemekte , bağlamakta kullanılan ara parça
No longer : Artık,daha fazla değil
Node : Düğüm,boğum
Noise : Gürültü
Noise(no) : Sessiz,gürültüsüz
Nomenclature : Terminoloji,terimler dizini
Non stop : Devamlı,sürekli,duraklamadan
Nonabrasive : Başka bir yüzeye sürüldüğünde aşınmayan
Non – mandatory : Mecburi,gerekli olmayan
Nonmetallic : Metalik olmayan
Nonsmoker : Sigara içmeyen
Noon : Öğle
Normally : Normal olarak
North : Kuzey
Nose : Burun,uçağın ön kısmı
Nose gear : Burun iniş takımı
Nose gear ground downlock assembly : Burun iniş takımını kilitleme mekanizması
Nose gear lockpin : Burun iniş takımı kilit pimi
Nose landing gear : Burun iniş takımı
Not applicable : Uygulanamaz,uygun değik
Notch : Kertik,çentik
Note : Not
Note to : Kaydetmek
Nothing : Hiçbirşey
Notice : Uyarı,bildiri
Notificatıon : Bildirme,bildiri
Notıfıty to (notıfıed,notıfıed) : Bildirmek,haber vermek
Now : Şimdi
Nowadays : Bu günlerde
Noxıous : Zararlı,tehlikeli
Null : Değersiz,sıfır
Number : Sayı,rakam,adet
Number to : Saymak,numaralamak
Numerıc : Sayısal
Numerical : Sayısal
Numereous : Çok,çok sayıda,sayısız
Nut : Cıvata somunu,vida somunu



-O-


Obey to : İtaat etmek,uymak
Object : Nesne,madde
Object to : İtiraz etmek
Objectıon : İtiraz,kusur,sakınca,engel
Objectıonable : Mide bulandırıcı,hoş olmayan
Objectıve : Objektif,mercek,yansız,tarafsız
Obligatıon : Zorunluluk,görev
Obligatory : Zorunlu
Oblong : Dikdörtgen şeklinde,boyu eninden uzun
Observance : Yerine getirme,yapma
Observatıon : Dikkatki bakma,gözlem
Observe to : 1-) Uymak,yerine getirmek
: 2-) İzlemek
Observer : Gözlemci
Obsolete : Eskimiş,artık kullanılmayan
Obstacle : Engel
Obstruct to : Tıkamak,kapamak,engel olmak
Obstructıon : Engel,tıkanıklık
Obtaın to : Sağlamak,almak
Obvıous : Belli,açık,apaçık
Occasion : Fırsat,elverişli durum
Occasionally : Ara sıra , bazen
Occupatıon : Meslek,iş
Occupied : Meşgul,dolu
Occupy to : Meydana gelmek,olmak
Occurrence : Olay,meydana çıkma
Octal : Sekizli
Odd : 1-) Tek (sayı)
: 2-) Acayip,tuhaf
Odor,odour : Koku
Off : Kapalı
Off scale readıng : Ölçeksiz okuma
Off course correction : Rota düzeltme
Off course sıgnal : Rotadan sapma sinyali
Offer up to : Koymak,takmak,yerleştirmek
Offer to : Teklif etmek,önermek
Offıcer : Memur,görevli
Official duty : Resmi hizmet,görev
Offset : Dengelemek,denkleştirmek
Offset to : Dirsek,düz,çıkıntı
Ohmmeter : Ohmmetre,dirençölçer
Oil can : Yağdanlık
Oil cooler bypass valve : Yağ soğutucunun bypass valvi
Oil foam : Yağ köpüğü
Oil proof : Yağ sızdırmaz,yağ geçirmez
Oil strainer : Yağ filtresi,yağ süzgeci
Oil sump : Yağ haznesi,alt yağ karteri
Oıl tank filling port : Yağ tankı ikmal ağzı
Oil transfer houstıng : Yağ aktarma bölümü
Oıl free : Yağsız
Oleo strut : Hidrolik dikme
Oleopneumatıc : Havalı-yağlı
Omıssıon : Dahil etmeme,çıkarma,atlama
Omıt to : Bırakmak,atlamak,ihmak etmek
Omnidirectıonal : Yöneltmez,her yöne,her yönde
On : Çalışır durumda
On top : Üstünde ,üzerinde
Once : Bir defa,bir kez
Once more : Bir defadan fazla
One after the other : Birinin ardından öbürü
One hole mountıng : Tek delikli bağlantı
One way : Tek yönlü seyahat,tek yön
One shot multıvibrator : Tek adımlı multıvıbrator
Only : Bir tek,sadece
Opaque : Şeffaf olmayan,opak
Open : Açık
Open cırcuıt voltage : Açık devre gerilimi
Open line : Açık hat
Open tread splice : Lastik diş veya dişlerinin yarılması
Open to : Açmak,açılmak
Open end wrench : Açık ağızlı anahtar
Openıng : Açıklık,açış,ağız
Operable : Çalışılabilir,çalıştırılabilir durumda
Operate to : Çalışmak,çalıştırmak,işlemek
Operatıng altitude : Uçuş yüksekliği
Operatıng life : Çalışma ömrü
Operatıon : İşlem,çalışma,çalıştırma
Operatıonal Test : Çalışma,işlem testi
Opereatıve : Çalışan,çalışır durumda
Opınıon : Düşünce , fikir
Opponent : Karşı,zıt
Opportunity : Fırsat,uygun zaman
Oppose to : Karşı koymak,direnmek
Opposite : Aksi,zıt
Opposition : Zıtlık,karşıtlık
Optıc warnıng : Işıklı,görsel ikaz
Optıcal : Optikle ilgili,gözle veya ışık vasıtasıyla işleyen
Optımum : En iyi,en uygun
Optıon : 1-) Seçme,tercih
: 2-) Bir ödeme yapmadan bağlantı yapmak
Optıonal : İsteğe bağlı
Or : Veya,ya da
Oral test : Sözlü ,sınav
Order : 1-)Sıra,dizi,düzen
: 2-)Emir
Order to : 1-) Düzenlemek
: 2-) Emretmek
: 3-) Ismarlamak,sipariş etmek
Ordinal numbers : Sıra sayıları ( birinci,ikinci,üçüncü…gibi)
Ordinary : Sıradan,olağan
Ore : Maden cevheri,metal
Organize to : Düzenlemek
Orient to : Yönlendirmek
Orifice : Dar kanal,sınırlayıcı,azaltıcı
Orıgın : Başlangıç,kaynak
Orıgınal carrier frequency : Özgün taşıma frekansı
Originate to : Çıkmak,kaynaklanmak
O-ring seal : O kesitli conta,yuvarlak conta
Orthicon : (televizyon) Alıcı tüpü
Oscillate to : Salınım yapmak
Oscillation : Salınım,titreşim
Oscillograph tube : Elektrik akımındaki titreşimleri kaydeden alet
Other : Diğer,başka
Other than : -den başka
Otherwıse : Aksi taktirde yoksa
Ounce : Ons,28,349 gram
Out of adjustment : Ayarsız,ayar dışı
Out of order : Arızalı,hizmet dışı
Outage : Hizmet dışı kalma,işlememe
Outboard : Dış taraf
Outboard flap : Dış flap
Out bound : İstasyondan uzaklaşmak (uçuş)
Outdoor antenna : Harici anten,dış anten
Outer : Dıştaki,dışarıdaki
Outermost : En dıştaki
Outflow safety valve : Dışarıya akış veren emniyet valvi
Outlet : Çıkış,çıkış yeri
Outlet case : Tahliye bölümü
Outlet chamber : Tahliye odası
Outline : Ana hat,kroki,taslak
Outlook : Genel görünüş,görünüm
Out of phase : Faz dışı,iki dalganın aynı zamanda aynı noktadan geçmediği durum
Output : Çıkış,çıkan,çıktı
Outside : Dış,taraf
Outstandıng : Önemli önde gelen
Oven : Fırın
Over : Aşırı,fazla
Over the full travel : Maxımum hareketini aşmak
Over voltage : Aşırı voltaj
Overall : Ayrıntılı,geniş kapsamlı,tüm toplam
Overcast to : Karartmak
Overcome to (overcame,overcome) : Üstesinden gelmek,çaresini bulmak
Overflow : Taşma
Overhaul : Büyük bakım,revizyon
Overhead panel : baş üstü paneli
Overheat : Aşırı ısınma
Overlap : Taşma
Overload : Aşırı yük
Overnıght check : Konaklama bakımı
Overnıght stay : Geceleme,konaklama
Override to (overrode,overridden) : Otomatik sistemi mekanik çalıştırmak,tepelemek
Overrule to : İptal etmek,geçersiz kılmak
Overrun : Pist sonu emniyet sahası.Pistin ucundaki emniyet uzantısı
Overrunnıng clutch : Serbest tekerlek kavraması
Overshoot to (overshot,overshot) : Çok hızlı gidip kaçırmak,geçip gitmek,pist dışına çıkarmak
Oversize : Fazla geniş,fazla büyük
Overspeed : Aşırı hız
Overtime : Fazla mesai,fazla çalışma
Overturn to : Altüst etmek,çevirmek
Owe to : Borcu olmak
Own to : Sahip olmak
OWS : Ocean Weather Station
Oxide.coated filament : Oksit kaplı filamanın
Oxygen cylinder : Oksijen tüpü




-P-

Pack to : Paketlemek,sarmak,kaplamak
Package : Paket,ambalaj
Packed snow : Yoğun kar
Packing : 1 -) Conta
: 2-) Ambalaj
Page : Sayfa
Paınt : Boya
Paınt to : Boyamak
Paır : Çift
Pale : Solgun , mat
Pallet : Kargonun yükleme ve boşaltılmasını kolaylaştırmak için altına yerleştirilen metal platform
Pallet lock : Palet kilidi
Paper : Kağıt
Parachute : Paraşüt
Paragraph : Paragraf
Parallel feed : Paralel beslenme
Parameter : Parametre
Parasite drag : Parazit sürüklenme,hava akışının yüzey ve şekille sürtünmesinden doğan geri sürüklenme
Parking brake lever : Park freni kolu
Part : Kısım,parça
Part number : Parça numarası
Partıal : Kısmi
Partially : Kısmen
Partıcıpate to : Katılmak
Partıcle : Parçacık,tanecik
Partıcularly : Özellikle , bilhassa
Partıng : Ayrılma
Partıtıon : Ayırmak,bölmek
Partly : Kısmen
Pass to : Geçmek
Passage : Geçit,yol
Passanger : Yolcu
Passanger cabin : Yolcu kompartmanı,kabin
Passivate to : Pasifleştirmek
Passport : Pasaport
Past : Geçmiş
Paste to : Yapıştırmak
Patch : Yama
Path : Yol
Pattern : 1-) Patern,şekil
: 2-) Uçuş yolu
Pause to : Duraklamak , ara
Pavement : Zemin,kaldırım
Pawl : Bir yöne harekete izin veren aksi yönde hareketi engelleyen mekanik stop,tesbit mandalı
Pay attention to : Dikkat etmek
Pay to (paid,paid) : Ödemek
Payload : Uçağa yakıt alındıktan sonra uçağın kaldırabileceği yolcu ve kargo dahil yük miktarı
Payment : Ödeme
Peak : Zirve,bir şeyin en yüksek noktası,en yoğun
Peak power : Maxımum güç
Pedestal : İki pilot koltuğu arasındaki panel
Peel to : Kabuğunu soymak,soyulmak,pul pul dökülmek
Peeled rib : Soyulmuş kuşak
Peen to : Çekiçle dövmek,çekiçle ezmek
Penalty : Ceza
Pending : Kararlaştırılmamış,muallakta olan,askıda olan
Pendulum : Sarkaç
Penetrate to : İçine girmek,sızmak,içine işlemek,içine girip yayılmak
People : İnsanlar
Per : 1-) Başına,her bir … için
: 2-) – e göre
Per hour : Saatte
Perceıve : Algılamak,kavramak,anlamak
Percent : Yüzde (%)
Perceptible : Algınabilir,anlaşılabilir
Percolate to : Süzmek
Percussion : Vurma,çarpma
Perfect : Kusursuz,eksiksiz,mükemmel
Perforate to : Delmek,delik açmak
Perforated : Delikli
Perforatıon : Delik,delme
Perform to : Yapmak,yerine getirmek
Performance : İşleme,çalışma,randıman
Performance penalty : Güç azalması
Perharps : Belki
Peril : Tehlike
Periodically : Düzenli aralıklarla,peryodik olarak
Peripheral : Çevresel
Periphery : Çevre
Perish to : 1-) Yok olmak
: 2-) Çürümek,bozulmak
Permanent : Sürekli,daimi
Permeability : Geçirgenlik
Permeable : Geçirgen
Permissible : İzin verilebilir
Permit to : İzin vermek,müsaade etmek,imkan vermek
Permitted : İzin verilmiş,onaylanmış
Perpendicular : Dikey,düşey
Perpetual : Kalıcı,sürekli,daimi
Persist to : 1-) Israr etmek,inat etmek
: 2-) Sürüp gitmek,devam etmek
Person : Kişi
Personel : Personel
Perspex : Bir tür (sert) plastik
Pertain to : -e ait olma ile ,ilgili olmak,uygun olmak
Phase : Aşama,safha,evre,faz
Phillips head : Yıldız başlı
Phillips screwdrıver : Yıldız tornavida
Physical : 1-) Maddi,maddeye yakın
: 2-) Fiziksel,fiziki
Pick to : Seçip almak
Picket to : Uçağı bağlamak,sabitlemek
Pickle to : Asitle temizlemek
Pıcture : Resim
Piece : Parça
Pierce to : Delmek,delip geçmek
Pile to : Yığmak,kümelemek,biriktirmek
Pillar : Direk,sütun,kolon
Pılot actıon : Pilot müdehalesi
Pin : Pm
Pinch to : Sıkıştırmak,kıstırmak
Pıonner to : Öncülük etmek
Pit : Çukur,oyuk
Pıtch actıon : Uçağın burun aşağı yukarı hareketi,yunuslama
Pitot statıc system : Airspeed indikatörleri,altimetreler ve vertical speed indikatörleri için basınç sistemi
Pivot to : Mil üzerinde dönmek,eksen etrafında dönmek
Placard : Etiket,plakart,uçakla,çalışmayla veya komponentle ilgili uçağa yerleştirilen not
Placard to : Etiketlemek,plakartlamak
Place : Yer,bölge
Place to : 1-) Yerleştirmek,koymak
: 2-) (Konuma vs) getirmek
Placement : Yerleştirme
Plain : Düz,sade
Planet : Gezegen
Plank to : Kalas döşemek,tahta kaplamak
Planned : Planlı,planlanmış
Plant : 1-) Bitki
: 2-) Fabrika,tesis
Plate : Levha,plaka,kaplama
Pledge to : Güvence vermek,taahhüt etmek
Plenty : Çok,bol,çokluk
Plexiglas : Cama benzer bir plastik çeşidi,uçak camlarında kullanılan plastik madde
Pliable : Bükülür,bükülgen,esnek
Pliers : Kerpeten
Plot : Plan,kroki,taslak
Plug : 1-) Tıkaç,tıpa
: 2-) Fiş
Plumber : Su tesisatçısı
Plumbing : Su tesisatı,boru yerleştirme işi
Plunge to : Daldırmak,batırmak
Plunger : Pompa pistonu,dalma piston
Plus : Art (+)
Ply : Kat,katmer
Ply separation : Kat ayrılması
Pneumatıc : Pnömatik,hava basıncı ile işleyen,havalı
Pocket : 1 -) Cep
: 2-) Çukur,boşluk
Poınt : Nokta
Poınt at to : Çevirmek,doğrultmak
Poınt to : İşaret etmek,göstermek
Pointer : İbre
Poisonous : Zehirli
Polar current : Polarizasyon akımı
Polarity : Bir mıknatısın kutupları gibi çekme veya itme özelliklerine sahip olma
Polarize to : Bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek,polarmak
Pole : Kutup,mıknatısın uçları
Police to : Kontrol altında tutmak,kontrol etmek,denetlemek
Polısh to : Cilalamak,parlatmak
Polıshed : Cilalı,parlatılmış
Poor : Yetersiz
Pop out to : Atmak,dışarı çıkmak
Popped : Atık,dışarıda
Popular : Tutulan,yaygın,popüler
Pore : Metal yüzeyindeki küçük delik,açıklık;gözenek
Port : 1-) Liman
: 2-) Giriş yeri,buhar,gaz,su,yolu
Port sıde : Uçağın kendi cephesine göre sol tarafı
Portable : Taşınabilen
Portable tester : Portatif test aleti
Portıon : Kısım
Pose to : Ortaya çıkarmak
Posıtıon : Pozisyon,konum,durum
Posıtıon to : Konumuna getirmek,yerleştirmek,pozisyonlandırmak
Posıtıve : Pozitif,olumlu
Possess to : Sahip olmak
Possibility : Olasılık
Possıble : Olası
Post flight : Tamamlanmamış,en son uçuş
Postpone to : Ertelenemek
Potable : İçilebilir
Potent : Güçlü,kuvvetli
Potential : Potansiyel,mümkün olası
Pound : İngiliz ağırlık birimi (453 gr)
Pound per square inch (PSİ) : İnç kareye isabet eden pound cinsinden basınç
Pour to : Dökmek,akıtmak,dökülmek
Power : Güç
Power supply : Güç kaynağı
Power to : Çalıştırmak,enerjilendirmek
Practıcable : Yapılabilir,kullanışlı,elverişli
Practıcal : Pratik,kullanışlı,uygulamalı
Pre- : Önce,ön
Precarious : Güvenilmez,tehlikeli
Precaution : Önceden alınan tedbir,önlem
Precede to : -den önce gelmek
Precious : Değerli,kıymetli
Precipitation : Yağış,yağış miktarı
Precise : Kesin,tam
Precisely : Kesinlikle
Precision : Kesinlik,doğruluk
Preclude to : Engel olmak,önüne geçmek
Preconditionıng : Sinyali işlemeden önce ön bir işlemden geçirme.Ön düzenleme
Predetermine to : Önceden belirlemek
Predicate to : Doğrulamak,teyid etmek
Predict to : Önceden bildirmek,haber vermek
Prefer to : Tercih etmek
Preferably : Tercihen
Preformed packing : Özel conta
Preliminary : İlk , ön
Preparıtıon : Hazırlık
Prepare to : Hazırlamak,hazırlanmak
Preselect to : Önceden seçmek,kurmak
Presence : Varlık,hazır bulunma,var olma
Present : Mevcut ,var
Present posıtıon enterıng : Koordinatların pilot tarafından girilmesi
Present to : Sunmak,taktim etmek,vermek
Preserve to : Korumak,saklamak,muhafaza etmek
Preset to : Önceden ayarlamak
Press to : Basmak
Pressure : Basınç
Pressure bulkhead : Basınç duvarı-bölmesi
Pressure filling : Basınçlı ikmal
Pressurized : Basınçlı,basınçlandırılmış
Pressurıze to : Basınçlandırmak
Presume to : Saymak,varsaymak
Pretend to : -mış gibi yapmak
Prevail to : Hakim olmak,yaygın olmak,etkili olmak
Prevailing wind : En sık esen rüzgar,hakim rüzgar
Prevent to : Önlemek,engellemek
Preventive maintenance : Önleyici,koruyucu bakım
Previous : Önceki
Primary : Ana,esas
Primary flight control surfaces : Ana uçuş kumanda yüzeyleri
Prime : Esas,başlıca
Primer : Astar,boya
Prıncıpal : Esas,baş
Prenciple : Prensip,ilke
Prınt to : Basmak,yayınlamak
Prior to : Önce
Priority : Öncelik
Probability : Olasılık,ihtimal
Probable : Olası,muhtemel
Procedure : İşlem sırası.prosedür
Proceed to : Devam etmek,başlamak
Process : Süreç,işlem
Process to : Özel işlem tabi tutmak,işlemek,işlemden geçirmek
Produce to : Meydana getirmek,üretmek
Producer : Üretici
Product : Ürün
Productıon : Üretim,imal
Profession : Meslek,iş
Progress : İlerleme,gelişme
Prograssive : İlerleyen
Prohibit to : Yasaklamak,engel olmak
Prominent : Çıkık,çıkıntılı
Promote to : İlerletmek,arttırmak
Prompt : Çabuk,hemen olan,hazır
Proof : 1-) Kanıt,delil
: 2-) Dayanıklı,geçirmez
Propagate to : Üretmek,çoğaltmak
Propel to : İtmek,ileri doğru sürmek
Propeller : Pervane
Proper : Uygun
Properly : Doğru olarak,düzgün bir şekilde , gerektiği gibi,uygun şekilde
Proportıon : Orantı,oran
Proportıonal : Orantılı
Proposal : Öneri , teklif
Propulsıon : İtici güç,çlıştırıcı güç
Propulsive : İtici,çalıştırıcı
Protect to : Korumak
Protectıon : Koruma
Protectıve : Koruyucu
Protruding : Dışarıda
Prove to : Kanıtlamak
Provide to : Sağlamak,tedarik etmek
Provided ,providing : Şartıyla,şayet,ancak
Provisional : Geçici
Proximity : Yakınlık
Publısh to : Yayınlamak,basmak
Pull away to : Ayırmak,çekip ayırmak
Pull to : Çekmek
Pulsate to : Titremek,atmak
Pulse : Sinyal
Pulverize to : 1-) Ezmek,toz haline getirmek
: 2-) Püskürtmek
Pump : Pompa
Pump to : Pompalamak
Punctual : Dakik
Puncture : Delinme
Purchase to : Satın almak
Pure : Saf,katıksız
Purge to : Temizlemek,atmak
Purıfıer : Arıtıcı,temizleyici
Purify to(purified,purified) : Arıtmak,temizlemek
Purporse : Amaç,maksat
Purser : Kabin amiri
Push down to : Aşağı itmek
Push to : İtmek,bastırmak
Push pull cable : İtip çekerek çift yönlü hareket ileten kablo
Push to test light : Üzerine bastırarak faal olup olmadığı kontrol edilen lamba
Put away to : Bir tarafa koymak
Put in position to : Yerleştirmek,yerine koymak
Put into to : İçine koymak
Put on to : 1-) Uygulamak
: 2-) Giymek,takmak
Put to ( put,put) : Koymak






-Q-

Quadruple : Dört kat,dört misli
Qualification : Vasıf,kalifkasyon,şart
Qualified : Vasıflı,ehliyetli
Quality : Kalite
Qualitify to ( quantified, quantified) : Belirlemek,ölçmek
Quantity : Miktar
Quarter : Çeyrek,dörtte bir
Quench to : Söndürmek,dindirmek,su ile soğutmak
Questionable : Kesin olmayan,şüpheli
Quıck : Çabuk,hızlı,süratli
Quıck Attack Detach ( QAD) : Çabuk kolayca çözülüp bağlanabilen bağlantı şekli
Quıck Connectıon : Çabuk sökülüp takılabilen birleştirme şekli
Quıcksilver : Cıva
Quıcescent : Devinimsiz,hareketsiz
Quıet : Sessiz,sakin,hareketsiz
Quıt to : Bırakmak,vazgeçmek,terk etmek
Quıte : Oldukça,epey
Quota : Hisse,pay,kontenjan,kota
Quote to : Bahsetmek,aktarmak





-R-

Race : Yuva,yatak
Rack : Raf
Racon : Radar beacon
Radar approach control : Radarla yaklaşma kontrolu
Radial : Radyal,merkezden kenarlara doğru
Radiant : Işın yayan,ısı yayan
Radiate to : Işın yaymak
Radioactıve : Radyoaktıf,radyasyon yayıcı
Radıus : Yarıçap
Raft : 1-) Sal
: 2-) Yığın,büyük miktar
Rag : Üstüpü,bez parçası
Rail : 1-) Korkuluk,trabzan
: 2-) Ray
Rain repellent : Kokpit ön camlarından yağmurun hemen akıp gitmesine yardımcı olan özel sıvı
Raınfall : Yağış,sağanak
Raise to : Kaldırmak,yükseltmek
Rake : Basınç sensörü
Ram air effect : Çarpan hava etkisi
Ramp : Rampa,apron veya hangar yakınında uçağın park edildiği yer
Random : Rastgele,tesadüfi
Range : Alan,mesafe,menzil
Rank : Sıra,rütbe,derece
Rapidly : Hızla,süratle
Ratchet : Çark mandalı,çarkın bir yöne dönmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizma
Rate : Oran,derece
Rather : Tercihan –den ise
Rating : Dereceleme,sınıflama
Ratio : Oran
Raw : 1-) Ham,işlenmemiş
: 2-) Çiğ,pişmemiş
Raw material : Hammadde
Ray : Işın
Reach to : Ulaşmak,erişmek,varmak
Reaction : Tepki , reaksiyon,karşı koyma
Read back to : Tekrar okumak
Read to ( read,read ) : 1-) Okumak
: 2-) Göstermek,işaret etmek
Readable : Okunaklı
Readily : Kolayca,hemen anında
Readıng : Göstergenin kaydettiği ölçüm,değer
Readıng light : Okuma lambası
Ready : Hazır
Real : Gerçek,hakiki
Ream to : ( Delik ) Genişletmek
Rear : Arka , geri
Rear spar : Arka spar( duvar )
Reason : Neden,sebep
Reasonable : Makul,mantıklı,akla uygun
Recall to : 1-) Geri çağırmak,
: 2-) Anımsamak,hatırlamak
Receive to : Almak
Receiver : Alıcı
Recently : Son günlerde,son zamanlarda
Receptacle : Elektrik prizi,giriş yuvası
Recess : Girinti,boşluk,yuva
Reciprocal : Karşılıklı,iki taraflı
Reciprocate to : Karşılıklı hareket etmek
Reciprocatıng motıon : İleri geri hareket
Recirculatıon : Devirdaim
Reckonıng : Hesaplama,sayma
Reclaim to : 1-) Boşaltmak,geri almak
: 2-) Yeniden kullanılabilir duruma getirmek
Recline to : Daynmak,yaslanmak
Recognize to : Tanımak,farkına varmak
Recommend to : Tavsiye etmek
Recommended : Tavsiye edilen,edilmiş,önerilen
Reconcıle to : Uzlaştırmak
Recondition to : Yenilemek,revizyondan geçirmek
Reconnect to : Yeniden bağlamak
Record : Kayıt
Record to : Kaydetmek
Recover to : Geri almak,geri kazanmak,iyileşmek
Recovery : Geri kazanma,düzeltme,iyileşme
Rectangle : Dikdörtgen
Rectification : Düzeltme,tahsis
Rectifier : Alternatif akımı doğru akıma çeviren cihaz
Rectify to ( rectified,rectified) : 1-) Düzeltmek,doğru hale getirmek
: 2-) Alternatif akımı doğru akıma çevirmek
Red : Kırmızı
Reduce to : Azaltmak,düşürmek
Reductıon : Azaltma,azalma
Redundant : Fazla,gereksiz
Re-energize,to : Yeniden enerji Vermek
Refer to , to : 1-) Başvurmak,bakmak
: 2-) Adlandırmak
Reference : Referans
Reference value : Referans değer
Referenced procudures : İlgili prosedürler,referans olarak verilen işlemler
Refill to : Tekrar doldurmak
Refine to : Arıtmak,rafine etmek
Reflect to : Yansıtmak,yansımak
Reflectıon : Yansıma
Refraın to : Kendini tutmak,kaçınmak,sakınmak
Refresh to : Canlandırmak,tazelemek,serinletmek
Refuel to : Yakıt ikmal etmek
Refuse to : Reddetmek,kabul etmemek
Regenerate to : Yenilemek,yeniden oluşturmak
Region : Bölge,mıntıka,etraf
Regional : Bölgesel
Register : Sicil,kayıt
Register to : Kaydetmek,tescil etmek
Registration : Kayıt
Regular : Düzenli,kurallı
Regulate to : Ayarlamak,düzenlemek
Regulatıon : 1-) Düzenleme,tanzim
: 2-) Kural,yönetmelik
Reınforce to : Kuvvetlendirmek,takviye etmek
Reınforcement cords : Takviye kordları
Reınsert to : Tekrar sokmak
Reject to : Reddetmek,atmak
Related : İlgili,bağlı
Relation : İlgi,ilişki
Relative : İlişkin,bağlı,izafi,göreceli
Relay : Röle
Relay to : Nakletmek,göndermek
Release to : Serbest bırakmak,kurtarmak
Relevant : İlgili
Reliability : Güvenirlilik
Reliable : Güvenilir
Relief valve : Baınç emniyet valvi,sistemi fazla basınçtan korumak için kullanılan emniyet valfi
Relieve to : Dindirmek,hafifletmek,azaltmak,boşaltmak
Relocate to : Yeniden yerleştirmek
Reluctance : Manyetik direnç
Rely on to : Güvenmek,itimat etmek
Remain to : Kalmak,arta kalmak
Remaining : Arta kalan,artan
Remarkable : Dikkate değer
Remarks : Açıklamalar,notlar
Remedy : Çare,çözüm
Remember to : Hatırlamak
Remnat : Artık,geri kalan şey,kalıntı
Remote : Uzak
Remote control : Uzaktan kumanda
Removable : Sökülebilir
Removal : Sökme,ayırma,çıkarma
Remove to : 1-) Sökmek,çıkarmak
: 2-) Gidermek,yok etmek
: 3 -) Atmak,uzaklaştırmak
: 4-) Boşaltmak
Render to : Vermek,teslim etmek
Renew to : Yenilemek
Repaır : Tamir
Repair to : Tamir etmek
Repeat to : Yeniden yapmak,tekrarlamak
Repel to : İtmek,geriye atmak
Repertitive : Tekrarlamalı
Replace to : 1-) Değiştirmek
: 2-) Tekrar yerine koymak
: 3-) Yerini almak
Replacement : Değiştirme
Replenish to : Tekrar doldurmak
Reply : Cevap
Reply to : Cevap vermek,karşılık vermek
Report : Rapor
Report to : Rapor etmek,bildirmek
Represent to : 1-) Göstermek,tasvir etmek
: 2-) Temsil etmek
Representative : Temsilci
Request : İstek,talep
Request to : İstemek, rica etmek
Requıre to : Gerektirmek,istemek
Required : Gerekli,istenen
Requırement : Gereksinim,şart
Requisite : Gerekli,zorunlu
Rescue to : Kurtarmak
Research : Araştırma
Reserve to : Ayırmak,saklamak,korumak,tahsis etmek
Reservoır : Depo
Reset to : Yeniden ayarlamak,tekrar yerine koymak
Resıdual : Artık,artakalan
Resıdue : Kalıntı,artık
Resist to : Dayanmak,direnmek,karşı koymak
Resistance : Direnç,resistans
Resistant : Dayanıklı,dirençli
Resolution : Çözme,ayrışma
Resource : Kaynak
Respectively : (Cümlede ortaya çıktığı) sırasıyla
Respiration : Solunum,nefes alma
Respond to : Cevap vermek,karşılık vermek
Response : Cevap,tepki
Responsibility : Sorumluluk
Responsible : Sorumlu
Restore to : Eski haline getirmek
Restraın to : Sınırlandırmak
Restrıctıon : Sınırlama,kısıtlama,azaltma
Result : Sonuç
Result ın to : 1-) Sonuçlandırmak,meydana gelmek
: 2-) Sebep olmak
Retaın to : Tutmak,alıkoymak,elinde bulundurmak
Retaıner : Tutan,alıkoyan
Retard to : Yavaşlatmak,geciktirmek
Retarded : Gecikmiş,gecikmeli
Retract to : Geri çekmek,toplamak,kapatmak,içeri çekmek
Retractable : Toplanır,geri alınabilir
Retractıon : Toplama,içeri çekme
Retrievable : Tekrar ele geçirilebilir,kazanılabilir,tekrar yerine getirilebilir
Retrieve to : Tekrar ele geçirmek,tekrar kazanmak veya düzeltmek
Return : Dönüş
Return to : Dönmek
Reusable : Tekrar kullanılabilir
Reveal to : Açığa vurmak,göstermek
Reverse : Ters aksi,arka
Reverse to : Ters çevirmek
Review to : Yeniden incelemek
Revise to : Düzeltmek,revizyon yapmak,değiştirmek
Revision : Düzeltme,revizyon
Revolution : Dönme,devir
Revolve to : Dönmek,döndürmek,çevirmek
Rewınd to : Geri sarmak
Rewrite to : Tekrar yazmak
Rib :1-) Kuşak,diş
: 2-) Uçak yapısını oluşturan yapısal elemanlardan biri
Rib undercuttıng : Kuşak ayrılması
Ribbon : Şerit
Ringing : Ayar,uçağın ve uçuş kumandalarının son ayarı
Right : 1-) Sağ
: 2-) Doğru
Right angle : Dik açı
Right hand side : Sağ taraf
Rigid : Sert,katı,dik
Rim : Kenar,çıkıntı,jant
Rime : Kırağı
Ring : Halka
Rinse to : Durulamak
Ripped : Yırtılmış,parçalanmış,hasarlı
Ripple : Hafif dalgalanma
Rise to (rose,risen) : Yükseltmek,artmak
Risk : Risk,olasılık
Rivet to : Perçinlemek
Riveted : Perçinli,perçinlenmiş
Road : Yol
Robust : Sağlam,kuvvetli,kaba
Rock to : Sallamak,sarsmak,sallanmak
Roll actıon : Uçağın sağa sola yatış hareketi
Roll out : Uçağın inişten sonra pistte koşturması
Roll to : Yuvarlamak,çevirmeksarmak
Roller : Silindir,makar
Rope : İp,halat
Rotary : Dönen,döner
Rotate to : Bir eksen üzerinde dönmek
Rotatıon : Rotasyon,yön belirleme
Rough : Pürüzlü,pürtüklü,kaba,sert
Roughness : Kabalık,sertlik
Round : 1-) Yuvarlak
: 2-) Etrafında
Round off to : 1-) Yuvarlak yapmak
: 2-) Yuvarlamak,tamamlamak(sayı)
Route : Rota,yol
Routinely : Rutin olarak
Row : Sıra,dizi
Rub to : Ovalamak
Rubber : Latik kauçuk
Rudder : Uçağın sağa sola yönünü değiştirmöek için kullanulan kuyruktaki uçuş kumanda yüzeyi
Rugged : Arızalı,pürüzlü,engebeli
Rule : Kural,kaide
Rule to : Yönetmek,idare etmek
Run to ( ran,run ) : 1-) Koşmak
: 2-) Çalışmak,işlemek,çalıştırmak,işletmek
Runnıng ( water) : Akan
Runway : Pist,koşuyolu
Rupture : Kırılma,kopma
Rush to : Acele etmek,koşmak
Rust : Pas




-S-



Sack : Torba,çuval
Sacrifice to : Feda etmek,gözden çıkarmak
Sacrifical corrosion : Yüzeyin kendisinden daha düşük derecede metalle kaplandığı bir korozyondan koruma metodu
Safe : Emniyetli,güvenli,emin
Safetied : Emniyet,güvenlik
Safety belt : Emniyet kemeri
Safety clips : Emniyet kelepçeleri
Safety collar : Emniyet halkası
Safety net : Emniyet ağı
Safety precautions : Emniyet tedbirleri
Safet strap : Emniyet bantı
Safety valve : Emniyet valvi,fazla/istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valf
Safety to (safetied,safetied) : Emniyetlemek
Sag to : Bel vermek,sarkmak
Salvage to : Yangından kazadan vs kurtarmak
Same : Aynı
Sample : Örnek,numune
Sand to : Zımparalamak
Sandpaper : Zımpara
Satellite : Uydu
Satısfactory : Yeterli,tatmin edici
Saturate to : Doyma durumuna getirmek,doymak
Saturation : Doyma
Save to : Kurtarmak,korumak,saklamak
Saw : Testere
Say to ( said,said) : Demek,söylemek,bildirmek
Scaffolding : İskele,üzerine çıkılarak çalışamları kolaylaştıran iskele
Scale : Ölçek,ölçü
Scaling : Seviyelendirme,sinyal seviyesini düzenleme
Scan : Tarama
Scan to : Taramak,tarama yapmak
Scatter to : Saçmak,dağıtmak
Scavenge : Bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma,uzaklaştırma
Scavenge pump : Emiş pompası
Scavenge to : Süpürmek,temizlemek
Schedule to : Program yapmak,programa koymak,programlamak
Scheduled : Programlanan,programlanmış olan
Scheduled flight : Tarifeli sefer
Schematically : Şematik olarak
Scientist : Bilim adamı
Scissors : Makas
Scoop : Spatül,kepçe
Scope : 1-) Osiloskop
: 2-) Alan,faaliyet alanı
: 3-) Konu
Scorch to : Hafifçe yakmak,alazlamak,kurutmak
Score : Çentik,çizgi
Scorıng : Çizilme,çentikleme
Scour to : Ovalamak,temizlemek,sürterek kazımak,yıkamak
Scramble to : Karıştırmak,sinyal yada dalgayı değiştirmek
Scrap : Parça,döküntü,kırpıntı
Scrap to : Parçalamak,hurdaya çıkarmak
Scraper : Raspa,spatula,kazıyıcı
Scratched : Çizilmiş,sıyrılmış
Screen : Ekran
Screen grid : Ekran ızgarası
Screw : Vida
Screw in to : Vidalamak,çevirerek sokmak
Screw to : Vidalamak,çevirerek sıkıştırmak
Screwdriver : Tornavida
Scriber : Çizecek,işaretleme aleti
Scroll to : (Ekranda) Görüntü kaydetme
Scrub to : Fırçalayarak temizlemek,ovmak
Scrutinize to : İyice incelemek
Scuff to : Sürüyerek aşındırmak,sürtmek
Sea level : Deniz seviyesi
Seal : Conta
Seal cap : Conta kapak,sızdırmaz kapak
Seal to : Contalamak
Sealant : Dolgu macunu,bostik
Selaed : Contalanmış,contalı
Sealed area : Contalı kısım
Seam : Bağlantı yeri,ek yeri
Seamless : Kaynaksız , lehimsiz
Sear to : Kurutmak,hafifçe yakmak
Search to : Aramak,araştırmak
Seat : Koltuk,oturma yeri
Seat belt : Emniyet kemeri
Seat to : Yerleştirmek,yerleşmek
Second : 1-) Saniye
: 2-) İkinci
Secondary : İkincil,ikinci derecede,yardımcı
Sectıon : Bölüm
Sector : Sektör
Secure to : Emniyetlemek,sımsıkı kapamak,bağlamak
Secured : Emniyetli,emniyetleniş
Security : Güvenlik,emniyet
Sediment : Tortu,çökelti
See to (saw,seen) : Görmek,bakmak,anlamak
Seek to ( sought,sought ) : Aramak,araştırmak
Seem to : Görünmek….gibi görünmek
Seep to : Sızmak,süzülmek,sızdırmak
Seepage : Sızıntı
Segment : Parça,dilim,bölüm
Seize to : 1-) Yakalamak,kavramak
: 2-) Sıkılık,sıcaklık yada yağsızlıktan dolayı yapışmak
Seizure : Tutma,kazıklama
Select to : Seçmek,seçip ayırmak
Selected : Seçilmiş
Selection : Seçim,seçme
Selector : Selektör,seçici
Self-adhesive : Kendinden yapışan
Self-contained : Bağımsız,müstakil
Self-explanatory : Kendinden açıklayıcı
Semi- : Yarı,kısmen
Semi conductor : Yarı iletken
Send to ( sent,sent) : Yollamak,göndermek
Sender : Verici; depo veya tank içindeki sıvı seviyesinin değişmesi durumunda pilot panelindeki indikatöre sinyal gönderen ve tanktaki sıvı miktarını gösteren bir ölçü aleti
Sense : Duyu,duyum
Sense to : Hissetmek,sezmek
Sensible : Fark edilir,hissedilir
Sensitive : Hassas,duyarlı
Sensitivity : Hassasiyet,duyarlılık
Sensor : Sensör
Separate : Ayrı
Separate to : Ayırmak
Separately : Ayrı ayrı,ayrı olarak
Separatıon : Ayrılma
Squence : Sıra,dizi
Sequential : Seri oluşturan,ardışık
Serial number : Seri numarası
Series : Seri,dizi,sıra
Series circuit : Seri devre
Series connectıon : Seri bağlantı
Serious : Ciddi,önemli
Serrate to : Tırtıllamak
Serrated : Girintili,çıkıntılı,tırtıklı
Serrated plate : Kurt dişli
Serve to : 1-) Hizmet vermek
: 2-) Yardımcı olmak,yardım etmek
Service bulletin : Servis bülteni,üretici firma tarafından yayınlanan bilgi
Service to : Bakmak,bakımını yapmak,işleyecek hale koymak
Serviceable : Kullanılabilir,çalışabilir
Servicing : İkmal,doldurma
Servo : Servo,yardımcı
Servo tab : Kumanda yüzeyinin firar kenarına tutturulmuş ayarlanabilir tab
Set(for) to : Ayarlamak
Set up to : 1-) Başlamak,neden olmak
: 2-) Monte etmek,kurmak
Set to (set,set) : 1-) Kurmak,set etmek
: 2-) Saptamak,belirlemek
: 3-) ….konumuna/pozisyonuna getirmek
Setting : Ayar
Setting knob : Ayar nabı,ayar düğmesi
Setle to : 1-) Yerleşmek,yerleştirmek,sabit bir hale getirmek
: 2-) Çökmek,süzülmek
: 3-) Halletmek,çözmek,bir karara bağlamak
Sever to : Kesmek,kesilmek
Several : Birçok , çok
Severe : Şiddetli,ciddi,sert,katı
Shackle : Kelepçe,bağlantı demiri
Shade : Ton ( renk )
Shadow : Gölge , karaltı
Shaft : Şaft , mil
Shake out to : Silkmek,silkip atmak
Shake to ( shook,shaken) : Sallamak,çalkalamak
Shank : Cıvata gövdesi,cıvata sapı
Shape : Şekil,biçim
Shape to : Şekil vermek
Share to : Paylaşmak,ortaklaşa kullanmak
Sharp : Keskin,sivri
Sharpen to : Bilemek,keskinleştirmek,sivriltmek
Sharpness : Keskinlik
Shatter to : Kırmak,parçalamak
Shave to : 1-) Traş etmek,kazımak
: 2-) Soymak,yüzmek,rendelemk
Shear pin : ( Gerektiğinde kopararak kasarın yayılmasını önlemek) Emniyet pimi
Shear to : Kesmek,makaslamak
Shears : Büyük makas
Sheath : Kılıf,kesici araçların kabı,mahfaza
Sheer : 1-) Saf,katışıksız
: 2-) Dik,sarp
: 3-) Hafif ve şeffaf
Sheer to : Rotadan sapmak,yolundan ayrılmak
Sheet : 1-) Saç,levha
: 2-) Tabaka,kağıt yaprağı
Sheet metal : Metal levha,sac
Shelf : Raf,rak
Shell : Kabuk
Shield : Kalkan koruyucu şey,siper
Shielded cable : Şildli kablo
Shift : 1-) Değişme,değiştirme
: 2-) Vardiya,posta
Shift to : Değiştirmek
Shim : Şim,ara/ayar sacı
Shimmy : Esneme,titreme,uçak tekerleğinde meydana gelen ani ve sert titreşim
Shine to (shone,shone) : Parlamak,parlatmak
Shıp to : Gemi ile taşımak,yüklemek
Shipment : Yükleme,yüklenen eşya,kargo
Shock absorber : Amortisör,iniş takımı amortisör dikmesi
Shock strut : Dikme
Shop : Atölye
Shore (up) to : Desteklemek
Short : Kısa
Short circuit : Kısa devre
Short wave : Kısa dalga,60 metreden kısa olan radyo dalgaları
Shortage : Eksiklik
Shorten to : Kısaltmak,azaltmak
Shot effect : Yanardöner görünüm,şanjan efekti
Shotpeening : Püskürtmeli sertleştirme
Shoulder : Omuz,destek
Shovel : Kürek,kepçe
Show up to : Gözükmek,meydana çıkmak,ortaya çıkmak
Show to (showed,shown) : Görünmek,göstermek
Shrink to ( shrank,shrunk) : Küçülmek,çekmek,büzülmek
Shrinkproof : Çekmez,küçülmez
Shunt circuit : Paralel devre
Shunt to : Paralel bağlamak,şönt yapmak,yerini değiştirmek
Shut down to : Durdurmak,durmak
Shut off to : Kesmek,durdurmak,kapatmak
Shut to( shut,shut) : Kapanmak,kapatmak
Shutdown : Kapalı,kapanma,durma
Shutoff : Kesme,kapama
Shut off valve : Kesme kapama valfi
Shutter : Obtüratör,ışık kesici panjur
Shuttle : Mekik
Shuttle bus : İki nokta arasında sefer yapan otobüs
Shuttle valve : Mekik valf,çift yollu valf
Side : Kenar,yan taraf
Side slip : Yana kayma,uçağın dönerken aşağı ve içeri doğru kayması
Side stick : (A 320,A 340 gibi uçaklarda) pilotun yan tarafında bulunan (pitch ve roll) kumanda kolu,joystick
Side tone : Yan ses,sesin aksetmesi
Sidewalk : Kaldırım
Sidewall : 1-) Yan duvar
: 2-) Latik yanağı
Sift to : Elemek,elekten geçirmek,ayıklamak
Sight : Görme,görüş
Sight gage : Sıvı seviye veya miktarını gösteren şeffaf gösterge
Sight glass : Deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesi
Sign : Belirti , işaret,emare
Sign to : İmzalamak
Signal : Sinyal
Signature : İmza
Significance : Önem
Significant : Önemli
Silence : Sessizlik,ses çıkarmama
Silence to : Susturmak,sessizleştirmek
Silencer : Susturucu,gürültüyü önlemeye,azaltmaya yarayan alet
Silent : Sessiz,gürültüsüz
Silica : Silis,kum,çakmaktaşı,kuvars gibi silisyumun oksijenli bilişimlerine verilen ad
Silver : Gümüş
Silver plated : Gümüş kaplama
Similar : Benzer
Simple : Basit,kolay
Simplicity : Basitlik,sadelik
Simplify to : Basitleştirmek,kolaylaştırmak,sadeleştirmek
Simply : Sadece
Simulate to : Taklit etmek
Simultaneously : Aynı anda
Since : 1-)…. Olduğundan,den dolayı,çünkü
: 2-) –den beri
Singe to : Hafifçe yakmak,uçlarını yakmak
Single : Tek
Single ended : Tek uçlu
Single engined aircaft : Tek motorlu uçak
Sink : Lavabo
Sink to (sank,sunk) : Batmak,ağır ağır inmek,dalmak
Sinter to : Katılaşmak,katılaştırmak
Site : Yer,mevki,mahal
Situation : Konum,durum,hal
Size : Boyut,ebat,ölçü
Sizeable,sizable : Oldukça büyük
Sketch : Taslak,kroki
Skid burn : Kaymadan dolayı aşınma
Skid to : Yana kaymak,dışarı doğru kaymak
Skill : Beceri,yetenek
Skilled : Vasıflı,usta
Skin : 1-) Deri,cilt
: 2-) Uçağın dış kaplaması
Skin deyhdration : Derinin kuruması
Skin friction : Yüzey sürtünmesi
Skin distance : Atlama mesafesi,vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığı
Skip to : Atlamak,sıçramak,bir şeyden başka biryere geçmek
Skirt : Kenar
Sky : Gökyüzü,hava,gök
Skywave : Gökdalgası,iyonosfer dalgası,radyo dalgasının iyonosferden yansıyan kısmı
Sky-bridge : Terminalde yolcu körüğünün hareket eden kısmı
Slack : Gevşek,ağır hareket eden
Slacken to : Gevşetmek,serbest bırakmak
Slam acceleration : Güç kontrol kolunun çok hızlı olarak iler itildiği uygun olmayan motor çalıştırılması
Slant : Meyil,eğim
Slant to : Yana yatmak,eğilmek
Slantwise : Meyilli olarak
Slash : 1-) Uzun , kesik
: 2-) (/) işareti
Slat : Uçağın hücüm kenarındaki hareketli kumanda yüzeyi
Slave : Bağımlı birim
Slave station : Bağımlı istasyon
Sledge hammer : Balyoz
Sleek : Parlak
Sleeve : Kovan
Slice : Dilim,parça
Slice to : Dilimlemek,doğramak
Slide : Kayma,kayış,kayılan yer,kaydırak
Slide to : Kaymak,kaydırmak
Sliding : Kayan,sürme
Slight : Az.önemsiz
Slightly : 1-) Az
: 2-) Yavaşça
Slim : İnce,zayıf
Sling : Motor takılırken yada sökülürken desteklemek için kullanılan kaldırma bağlantısı/bağı
Slip to : Kaymak,kaydırmak
Slippery : Kaygan
Slit to : Uzunluğuna kesmek,boylamasına kesmek
Slope : Eğim,açı
Slope angle : Eğim açısı
Slope to : Meyilli olmak,eğim evrdirmek
Slot : Yarık,delik,yiv
Slow : Yavaş
Slow down to : Yavaşlamak,yavaşlatmak,hızını düşürmek
Sludge : Yapışkan yada sulu çamur,tortu,kirli yağ birikimi
Sluggish : Ağır,ağır hareket eden, hareketsiz
Slush : Sulu,çamur
Small : Küçük,ufak
Smash to : Parçalamak,kırmak
Smear to : Sürmek,sıvamak
Smell to : Kokmak,koklamak
Smoke : Duman
Smoke detector : Dumanı hissederek ikaz veren cihaz
Smooth : Düzgün,pürüzsüz
Smooth to : Düzeltmek,düzlemek
Smoothing : Düzletme
Smother type : Kapatılmış,içinde hava sirkülasyonu olmayan
Smother to : Dumana veya toza boğmak,bastırmak,saklamak
Smoulder to : İçin için yanmak,alevsiz yanmak
Snag : Engel,mani
Snag to : Yakalamak,takılmak
Snap : Çıt sesi
Snap to : Kopmak,kırmak
Sniff to : Koklamak
Snow : Kar
Snub : Birden durma
Snug : Kuytu,kötü havaya karşı korunmalı
Snug to : Kapalı yere sığınmak
Soak to : Islatmak
Soap : Sabun
Soar to : Süzülmek,motoru çalıştırmadan uçmak
Socket : Priz,soket
Soft : Yumuşak
Soften to : Yumuşatmak
Soil : Toprak
Soil to : Kirletmek,kirlenmek
Solar : Güneş (ile ilgili )
Solder : Lehim
Solder to : Lehimlemek
Soldering : Lehimleme
Solenoid : Solenoit,sarmal bobin
Solid : Katı
Solid state : Yarı iletken
Solidify to (solidified,solidified) : Katılaştırmak,sağlamlaştırmak
Soluble : Çözünür,çözülebilir,eriyen
Solutıon : Solüsyon,eriyik,mayi
Solve to : Çözmek
Solvent contaıner : Solvent kabı
Some : Bazı,birkaç
Somehow : Her nasılsa
Sometımes : Bazen,arasıra
Sonar : Sonar,deniz radarı,deniz içinde ses veren şeylerin yerini ortaya çıkarmaya yarayan aygıt
Sonic : Sesle ilgili
Soon : Yakında,birazdan
Sort : Çeşit,tür
Sort to : Tasnif etmek,sınıflamak
Sound : Ses
Sound waves : Ses dalgaları
Sound to : Ötmek,ses çıkarmak
Source : Kaynak
South : Güney
Space : Uzay,boşluk
Space to : Ara vermek,aralık bırakmak
Spacer : Ara levhası,ara halkası
Spalling : Kabarıp dökülme,pul pul dökülme
Span : 1-) Mesafe , karış
: 2-) Kanat uçları arasındaki mesafe
Spanner : Somun anahtarı,iki ağızlı anahtar
Spanwise : Kanadın bir ucundan diğer ucuna
Spar : Uçak kanadının ana yapısal elemanı
Spare : Yedek
Spare part : Yedek parça
Sparıngly : Tutumlu olarak,tedbirli şekilde
Spark : Kıvılcım
Spark plug : Buji
Spatula : İspatula,spatül
Speak to ( spoke spoken ) : Konuşmak,söylemek
Speaker : Hoperlör
Special : Özel
Species : Tür,çeşit
Specific : 1-) Kesin,açık,belli
: 2-) Özel,kendine özgü
Specific gravity : Özgül ağırlık
Specification : Belirtme,ayrıntılarıyla tanımlama,özellik
Speclifications : Şartname
Specified : Verilen,belirtilen
Specify to(specified,specified): Açıkça belirtmek,nitelendirmek
Specimen : Örnek,numune
Spectrum : Tayf
Speed : Hız
Speed brake : Hız freni,uçağın hızını kesmek için kullanılan kanatların üstündeki kumanda yüzeyi
Speed of light : Işık hızı
Speed of sound : Ses hızı
Speedy : Hızlı,çabuk
Spend to (spent,spent) : Harcamak,tüketmek,sarf etmek
Sphere : Küre
Spherical : Küresel,yuvarlak
Spill to : Dökülmek
Spillage : Dökülme,dökülen
Spin to : Dönmek
Spindle : Mil,eksen
Splash to : Sıçramak
Splice : İki ucu birbirine ekleme
Spline : Şaft çıkıntısı , kama
Spline shaft : Yivli mil
Split : Bölünmüş,ayrılmış
Split duct : Ayırıcı dak
Split to(split,split) : Ayırmak,bölmek
Spoil to : Bozmak,zarar vermek
Spoiler : Spoyler,kanatların üzerindeki hava akışını dağıtarak / bozarak kaldırma kuvvetini azaltan kumanda yüzeyi
Sponge : Sünger
Spool : Bobin,yumak
Spot : 1-) Yer,bölge,mahal
: 2-) Benek,nokta,leke
Spotlight : Projektör,far
Spray to : Püskürtmek
Spread to ( spread,spread) : Yaymak
Sperading : Yayılma
Spring : Yay
Sprıng tension : Yay gerilimi
Spring loaded : Yay yüklü
Sprinkle loaded : Serpmek,püskürtmek
Spur : Payanda,destek
Spurious : Sahte,yanlış
Squall : Bora,sağanak
Square : Kare
Square root : Karekök
Squash to : Ezmek,sıkmak,sıkıştırmak
Squawk : İnce ses
Squeeze to : Sıkmak,sıkıştırmak
Squelch circiut : Sinyal alınana kadar ses çıkışını bırakmayan haberleşme alıcısı devresi
Squelch to : Susturmak,bastırmak
Stability : Durağanlık,sabitlik
Stabilize to : Sabit hale getirmek(gelmek) dengelemek,dengelenmek
Stable : Sabit,istikrarlı,dengeli
Stack : Yığın ,küme
Stack to : Yığmak,kümelemek
Staff : Personel , kadro
Stage : Safha,aşama,kademe
Stagger : Kanat,kademelenmesi,dekalaj
Stagnant : Durgun,akmaz
Stagnation : Durgunluk
Stagnation point : Kanat hücüm kenarı üzerinde hava akışının ( yüzeyin üstüne ve altına ) ayrıldığı nokta
Stagnatıon temperature : Hava akışının yüzeye sürtünmesinden kaynaklanan sıcaklık
Stain : Leke,boya
Stain to : Kirletmek,lekelemek
Stainless : Paslanmaz,lekesiz
Stainless steel : Paslanmaz çelik
Stair : Merdiven
Stall : Uçağın havada tutunabilme yeteneğini kaybetmesi
Stamp : Damga,mühür,pul
Stamp to : Damgalamak,mühürlemek
Stand : Park yeri
Stand to ( stood,stood) : Durmak
Standart : Standart,belli bir tip
Standardize to : Standartlaştırmak
Standby : Yedek,hazırda bekleyen
Standing waves : Karşıt yönde hareket eden aynı frekanstaki iki dalganın sonucu olarak bir anten veya transmisyon hattında oluşan hareketsiz dalgalar
Starboard side : Uçağın sağ tarafı
Starch : Sertlik,katılık
Start : Harekete geçme,çalışma
Start lever : Motorun ilk çalışmasında yakıt akışı ve ateşlemeyi başlatan kol
Start up to : Yerde uçak motorunun çalıştırılması
Start to : Çalıştırmak,başlatmak,başlamak
Starter : Motoru çalıştırmak için ilk dönüş hareketini veren komponent,starter
State : Durum
State to : Belirtmek
Statement : İfade beyan
Static : Statik,durağan
Static grounding : Topraklama
Statıc port : ( Aırspeed indikatörü,altimetre ve vertical speed indikatörünü çalıştırmak için ) statik hava basıncının elde edildiği uçak gövdesindeki girişler
Station : 1-) İstasyon,havalimanı
: 2-) Mevki,yer
: 3-) Uçağın yapısal olarak bölümlere ayrılmasını kolaylaştıran numaralandırma tarzı
Station to : Yerleştirmek,koymak
Stationary : Yerinde duran,sabit,hareket etmeyen
Statistics : İstatik
Stator : Stator,hareketsiz,dönmeyen kısım,elektrik motorunun hareketsiz kısmı
Status : Durum
Stay to : Kalmak
Steady : Sabit,değişmez
Steam : Buhar,istim
Steel : Çelik
Steep : Dik,sarp
Steer to : Dümenle idare etmek,rota vermek,yönlendirmek
Steering : Yönlendirme , uçağa yerde yön verme, dümen
Stem : Gövde ,sap
Stencil : Şablon,kalıp
Step : Adım,basamak
Step-down autotransformer : Gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektriki beslenmeyi sağlayan transformatör
Stepladder : Portatif merdiven
Stick : Sopa,çubuk
Stick to (stuck,stuck) : Yapışmak,yapıştırmak
Sticky : Yapışkan
Stiff : Sert,katı,bükülmez
Stiffener : Sertleştirici,katılaştırıcı,uçağın dış kaplamasına takviye amacıyla tutturulan yapısal eleman
Stifle to : Boğmak,bastırmak,söndürmek
Still : Hareketsiz,durgun,sakin
Still-air : Durgun hava
Stimulate to : Uyarmak,teşvik etmek,harekete geçirmek,arttırmak
Stir to : Karıştırmak
Stich : Dikiş,ilmik
Stock : Stok,mevcut mal
Stoke to : Ateşe kömür atmak
STOL : Short Take-off and Landıng
Stone : Taş
Stop to : Durmak,durdurmak
Storage : 1-) Saklama,depolama
: 2-) Bilgi saklama kısmı,bellek,hafıza
Store to : Saklamak , depolamak,bir yerde tutmak
Storm : Fırtına
Stout : Sağlam,güçlü
Stove : Soba , ısıtıcı
Stow to : Yuvasını yerleştirmek,toplamak
Stowed : Kapalı,toplu
Straıght : Düz,doğru,direkt
Straighten to : Doğrultamk,düzeltmek,dik duruma getirmek
Strain : Gerginlik,gerilim
Strain to : Germek,zorlamak
Strainer : Süzgeç,filtre
Strange : Garip , tuhaf,yabancı
Strap : Kayış,şerit,bant
Straw : Kamış,çubuk
Stray : Parazit,cızırtı
Streak : Yol,çizgi,çubuk
Stream : Akım,akış
Streamlined : Hava veya suya minimum direnç gösteren şekil,hava akımına uyumlu yapı, akımsal
Strength : Güç,kuvvet
Stress : Baskı,vurgu,gerginlik,stres
Stretch : Germek,uzatmak
Strict : Sert,katı,değişmez
Strıke to (struck,struck) : Çarpmak,vurmak
String : Bağ,şerit,tel
Stringent : Sert,sıkı,şiddetli
Stringer : Kiriş,uçak yapısında kullanılan bir yapısal eleman
Strip : Şerit,dizi
Strip to : Çıkarmak,mahrum etmek
Stripe : Çubuk,dizgi
Strobe light : Hızla tekrarlanan elektronik flaş
Stroke : Darbe,vuruş
Stronge : Kuvvetli,sağlam
Structural : Yapısal
Structure : Yapı
Strut : Dikme
Stud : Saplama,vida,başlıksız cıvata
Sturdy : Kuvvetli,dayanıklı
Stylus : Sivri uçlu yazma ve işaretleme aleti
Sub : 1-) Alt,altında
: 2-) İkincil,yan
Subdivide to : Bir kez daha bölmek
Subject : Konu
Subject to,to : Maruz kalmak
Submerge to : Batmak,su altında kalmak
Submit to : Razı olmak,uymak,itaat etmek
Subsequent : Sonra gelen,sonraki
Subsidiary : Yardımcı , ek
Subsonıc : Ses hızından daha az hızla giden
Substance : Madde,cisim
Substantial : Katı,dayanıklı
Substitute for to : Yerine koymak
Substitution : Yer değiştirme
Subtask : İkincil (yan) iş
Subtract to : Çıkarmak
Succeed to : 1-) Başarmak
: 2-) İzlemek,arkasından gelmek
Successful : Başarılı
Successfully : Başarıyla
Succession : Yerini alma,yerine geçme
Successive : Ardı ardına gelen,birbirini izleyen , ardıl
Such : Öyle
Such as : Örneğin…gibi
Suction : Emme
Suction line : Emiş hattı
Sudden : Ani,birdenbire
Suddenly : Aniden
Suffice to : Yetmek,kafi gelmek
Sufficient : Yeterli
Suffocate to : Boğmak,tıkamak
Suggest to : Önermek
Suggestion : Öneri,tavsiye
Suıt to : Uymak,uygun olmak
Suıtable : Uygun
Sum : Toplam
Summary : Özet,kısa
Summit : Zirve,doruk
Sump : Hazne
Sun : Güneş
Sun gear : Sistemde diğer dişlilerin etrafında döndüğü merkez dişli
Sunrıse : Gündoğumu,güneşin doğması
Sunset : Günbatımı,güneşin batması
Super hıgh frequency(shf) : 300-30,000 MHz arası frekans
Supercharge to : Aşırı beslemek
Superficial : Yüzeysel
Superimpose to : Üst üste koymak,üzerine koymak
Superior : Üstün,daha yüksek,üst
Supersede to : Yerine geçmek
Supersonıc : Sesten hızla
Supersonıc speed : Mach 1,2-Mach 5,0 arası
Supervıse to : Denetlemek,teftiş etmek
Supervısıon : Denetleme
Supervısıor : Denetçi,gözlemci,şef
Supplement : İlave,ek
Supplement to : İlave etmek,eklemek
Supplementary : Bütüleyici,tamamlayan
Supply : 1-) Temin sağlama,besleme
: 2-) Kaynak
Supply to ( supplied,supplied) : Sağlamak,vermek,beslemek
Support : Destek
Support equıpment : Destek teçhizato
Support tube clamps : Destek tübü kelepçeleri
Support to : Desteklemek
Suppose to : Farz etmek,sanmak
Supposition : Varsayım,tahmin
Suppress to : Bastırmak,sindirmek,önlemek
Sure : Emin , kesin,mutlak
Surface : Yüzey
Surge : Dalga,çalkalanma
Surplus : Fazlalık,artan
Surround to : Etrafını sarmak,kuşatmak,çevirmek
Surrounding : Etrafındaki , çevredeki
Survive to : Hayatta kalmak,yaşamayı sürdürmek
Suspect to : Şüphelenmek,kuşkulanmak
Suspend to : 1-) Geçici olarak durdurmak,ertelemek
: 2-) Asmak
Suspension : Süspansiyon,asma,asılma
Sustain to : 1-) Maruz kalmak
: 2-) Tutmak,düşmesine engel olmak,destek olmak
Swage to : Birbirine bastırmak,kalıba basmak,baskılamak
Swallow to : Yutmak,emmek
Swap : Değiş,tokuş
Swap to : Değiş tokuş etmek,değiştirmek
Sweep : Elektron ışının crt’de yatay sapması
Sweep to (swept,swept) : Süpürmek
Swift : Çabuk,hızlı
Swing : Sallama,sallanış
Switch guard : Anahtar koruyucu
Switching : Bir durumdan başka bir duruma geçiş
Swivel to : Mil etrafında dönmek
Symbol : Simge,sembol
Symmetric : Simetrik
Symptom : Belirli
Synchronization : Eş zamanlılık,birden fazla sinyalin,cihazın aynı anda/ noktada çalışması
Synchronize to : Senkronize etmek,aynı zamanda meydana gelmek,birlikte hareket etmek ve işlemek




-T-


Tab : Uçağın ana kumanda yüzeylerinin firara kenarlarına tutturulmuş yardımcı uçuş kumanda yüzeyi
Table : Tablo,çizelge
Table of contentes : İçindekiler
Tabulation : Çizelgeleme,cetvel haline koyma
Tachometer : Takometre,motorun devir sayısını ölçen alet
Tack to : İliştirmek,çivi ile iliştirmek
Tackle : 1-) Palanga,takım
: 2-) Tutma,zaptetme
Tacky : (tutkal,zamk,vernik) Yapışkan
Tag : Etiket,teg
Tagged : Etiketlenmiş,işaretlenmiş
Tail : Kuyruk
Tail cone : Kuyruk konisi
Take care to : Dikkat etmek
Take into account to : Hesaba katmak
Take off : (uçak) havalanma , kalkış
Take off to : 1-) Havalanmak(uçak)
: 2-) Çıkarmak(giysi)
Take out to : Çıkarmak,sökmek
Take over to : Devralmak
Take place to : Olmak,meydana gelmek
Take to ( took,taken) : Almak
Talk to : Konuşmak
Tall : Uzun , yüksel
Tally to : Sayım yapmak,hesap tutmak
Tandem : Birbiri ardında,birbiri arkasına dizilmiş
Tangle to : Dolaştırmak,karıştırmak
Tank : Tank , depo
Tap : 1-) Musluk
: 2-) Hafif,vuruş
Tap to : Hafifçe vurmak
Tape : Bant,şerit
Tape recorder : Teyp , manyetik bir bant üzerine sesleri saptayan aygıt
Tape to : 1-) Bantlamak,şeritlemek
: 2-) Banda almak,kaydetmek
Taper : Gittikçe incelme,uca doğru incelme,koniklik
Tapered : Konik
Target : Hedef,amaç,gaye
Task : İş,görev,vazife
Taste : Tad
Taut : Sıkı,gergin
Tax : Vergi
Taxi : Taksi,uçağın alandaki yollarda hareketli
Teach to ( taught,taught ) : Öğretmek
Team : Takım
Tear down to : Yıkmak
Tear to ( tore,torn ) : Yırtmak,yırtılmak
Technical : Teknik,teknikle ilgili
Technical handling : Uçağa yapılan teknik yardım
Technician : Teknisyen
Technology : Teknoloji
Tee fitting : T şeklindeki bağlantı
Tell to ( told,told ) : Bildirmek,söylemek
Temper : Bir maddenin sertlik derecesi
Temper to : Çeliğe su vermek,sertleştirmek,tav vermek
Temperature : Sıcaklık
Temperature indicator : Sıcaklık göstergesi
Temperature sensor : Sıcaklık sensörü
Template : Kalıp
Temporarily : Geçici olarak
Temporary : Geçici
Tend t oto : Meyilli olmak
Tendency : Eğilim,meyil
Tender : Yumuşak,gevşek,hassas
Tense : Gergin,gerili
Tensile strenght : Gerilme direnci
Tension : Gerilme,germe,gerilim
Tent : Çadır,tente
Tentaive : Deneme niteliğinde,denemelik
Tepid : Ilık
Term : Terim,kavram
Terminal : Bağlantı,uç,son
Terminate to : Bitirmek,son vermek
Termination : Bitirme,son
Terrain : Yer,arazi
Test pattern : Test şekli,paterni
Test to : Denemek,teste tabi tutmak
Testıfy to : Doğrulamak,teyid etmek
T-handle : T şeklinde kol
Thaw to : (kar,buz) Eritmek,çözmek
Then : Sonra
There : Orada,oraya
Thereby : Onunla, o münasebetle
Therefore : Bu nedenle , bu yüzden
Thermal : Sıcaklığına ait , ısıyla ilgili
Thıck : Kalın,koyu , yoğun
Thıckness : Kalınlık
Thin : İnce
Third occupant : Müşahit
Thorough : Tam , eksiksiz
Thoroughly : Tamemen
Thogh : - e rağmen , - dığı halde
Thread to : Döndürmek,çevirmek
Three phase : Üç fazlı sistem,trifaz
Threshold : Pistin yaklaşma ucu,iniş öncesi kısmı
Throttle : Motora sağlanacak yakıt-hava karışımının miktarını belirleyen valf
Thyrough : 1-) İçinden,-den geçerek
: 2-) Yoluyla
: 3-) …den, -e kadar,bir taraftan diğer tarafa
: 4-) Boyunca,süresince
Throughout : Boyunca,her tarafında
Throw to(threw,thrown) : Atmak,fırlatmak
Thrown tread : Dişi atmış lastik
Thru : …den, -e kadar,bir taraftan diğer tarafa
Thrust : İtme kuvveti
Thunder : Gök gürültüsü
Thunderbolt : Yıldırım
Thundersquall : Fırtına,gökgürültülü,şiddetli sağnak
Thunderstorm : Gökgürültülü,fırtına,oraj
Thus : Böylece,böylelikle
Ticket : Bilet
Tie to : Bağlamak
Tight : Sıkı,gergin
Tighten to : Sıkmak,sıkıştırmak
Tilt : Eğim,meyil
Tilt to : Eğmek,eğilmek
Time : Zaman
Timetable : Tarife
Timing : Zamanlama
Tinker to : Kabaca tamir etmek,tamircilik yapmak
Tiny : Küçücük,minik
Tip : Uç,burun
Tip to : 1-) Hafifçe vurmak
: 2-) Eğmek,yana yatırmak
Tire sidewall : Lastik yan yüzeyi
Tire tyre : Lastik
Tirebead seat : Damağın canta oturma yüzeyi
Tissue : Doku,kumaş,kağıt mendil
Title : 1-) Başlık,ad
: 2-) Unvan
Together : Birlikte,beraber
Tolarance : Tolerans,müsaade edilen hata veya fark derecesi
Tolerate to : Tolerans göstermek
Tone : Ton,nüans
Tongs : Maşa,kıskaç
Too : 1-) Fazla,çok
: de,da
Too much : Aşırı,çok fazla
Tool : Alet,takım
Tool box : Takım çantası
Tooth : Diş
Top : En üst,tepe
Top off to : (tamamen) Doldurmak
Top up to : (tamamen) Doldurmak
Torch : El feneri
Tornado : Hortum,kasırga
Torque : Tork,bükme
Torque to : Torklamak,sıkıştırmak
Torsıon : Burulma
Tortuous : Eğri,büğrü,dolambaçlı
Total : Toplam,tüm,bütün
Total to : Toplamak
Totalizer : Tüm yakıt tanklarındaki toplam yakıt miktarını gösteren yakıt miktar göstergesi
Touch : Dokunma
Touch and go : Uçağı tamamen durdurmadan yeniden kalkış yapma
Touch to : Değmek,dokunmak
Touchdown : İnişte tekerleklerin piste ilk değişi
Tough : Sert
Tow bar : Uçağı çeken,iten traktörle uçak arasındaki bağlantıyı sağlayan alet,çeki demiri
Tow to : Uçağı çekmek
Toward ,towards : -e doğru,tarafına doğru
Towel dıspolas contaıner : Çöp kutusu
Tower : Kule
Towing eye : Uçağı hareket ettirmek için tow barın tutturuldğu bağlandığı uçak yapısındaki halka veya kanca
Toxic : Zehirli
Trace : Kalıntı,iz
Track : İz,yol
Track to : İzlemek
Tracking : Takip,izleme
Tractıon : Çekme,çekilme,çekiş gücü
Traffic pattern : Uçakların havalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu
Trail to : Sürüklemek,peşi sıra çekip götürmek
Trailing edge : Firar kenarı
Train to : Eğitmek,yetiştirmek
Training : Eğitim
Trajectory : 1-) Eğri
: 2-) Yörünge
Tranquıl : Sakin,durgun
Transactıon : Muamele,işlem
Transceiver : Alıcı verici haberleşme cihazı
Transcribe to : Kopya etmek,banda kaydetmek
Transducer : Mekanik hareketi elektrik enerjisine,elektrik enerjisini mekanik harekete çeviren elektriki cihaz
Transfer : Geçirme,taşınma
Transfer to : Taşımak,nakletmek,aktarmak
Transform to : Biçimini değiştirmek,dönüştürmek
Transformatıon : Dönüşüm
Transient : Geçici,sürekli olmayan
Transition : Geçiş
Transitory : Geçici
Translate to : Çevirmek,tercüme etmek
Translation : Çeviri,tercüme
Translucent : Yarı şeffaf,yarı saydam
Transmission : İletme,nakletme
Transmit to : Vermek,iletmek(frekans) göndermek
Transmitter : Verici,yayıcı
Transparent : Saydam,şeffaf
Transponder : Yerdeki radar sistemi tarafından sorgulandığında kodlanmış belli bir sinyalili gönderen (alıcı-verici) cihaz
Transport to : Taşımak,nakletmek
Transverse : Enine
Trap to : Yakalamak,engel olmak
Travel range : Hareket alanı
Travel to : 1-) Hareket etmek,belli bir alanda gidip gelmek
: 2-) Yolculuk yapmak
Tread : Kaplanan kısım,lastiğin diş ve oluklardan oluşan dış kısmı
Tread flaking : Kaplanan kısmın pul pul dökülmesi
Treat to : 1-) Muamele etmek,müdahale etmek
: 2-) Tedavi etmek,bakmak
Treatment : Muamele,davranış
: Tedavi , bakım
Treble control : Tizlik ayarı
Tremble : Titreme
Tremble to : Titremek
Tremendous : Kocaman,çok büyük
Trench : Çukur,oyuk
Trend : Yön,eğilim
Trestle : Sehpa
Triangle : Üçgen
Trickle to : Damla damla akmak,akıtmak
Trigger to : Tetiklemek,neden olmak,başlatmak
Trim : Ayar
Trim to : (İnce) ayar yapmak,trim vermek
Trip to : 1-) Açmak,serbest bırakmak
: 2-) Sendelemek,takılmak
Triple : Üç katı,üç misli,üçlü
Trouble : Problem,arıza
Trouble shooting : Arıza bulma
Truck : 1-) Kamyon
: 2-) Dikme
True : Doğru,gerçek
Truncate to : Tepesini,ucunu kesmek
Trunk : Gövde
Trust to : Güvenmek
Truth : Gerçek
Try to (tried,tried) : Denemek,uğraşmak,çalışmak
Tuck to : Sokmak,tıkmak
Tune to : Ayarlamak
Turbulance : Türbülans,çalkantılı hava
Turbulent : Çalkantılı,fırtına
Turn ( into) to,to : -e dönüşmek
Turn off to : Kapamak
Turn on to : Açmak
Turn on to : Çevirmek,döndürmek,dönmek
Turnbuckle : Germe donanımı,kabro gerilimini ayarlamak için kullanılan alet
Twıce : İki kez
Twist to : Çevirmek,döndürmek
Type : Tip,kategori,çeşit
Type ratıng course : (uçak) Tip kursu
Type to : 1-) Daktiloda yazmak
: 2-) Belirli bir kategoriye ayırmak
Typical : Tipik
Tyre : Lastik




-U-


Ultimate : 1-) Son,en son
: 2-) En büyük,en yüksek
Ultimately : En sonunda , sonuçta
Ultrasonıc : Yüksek frekanslı( ses,titreşim)
Unable : Yapamaz,-mez gücü yetmez
Unanımous : Uyuşmuş olan,bağlaşık
Unauthorized : Yetkisiz,onaysız
Unbalanced : Dengesiz
Unbiased : Tarafsız,yansız
Unbind to : Çözmek,gevşetmek
Unbolt to : 1-) Civatasını sökmek
: 2-) Sürgüsünü açmak,kilidini açmak
Unburden to : Yükten kurtarmak
Uncertain : Kesin olmayan,belirsiz
Uncomfortable : Rahatsız,konforsuz
Uncontrolled : Kontrol dışı,kontrolsüz
Uncover to : Kapağını veya örtüsünü açmak
Undefined : Tanımsız,tanımlanmamış
Under : Altında,altına
Undercarriage : İniş takımı
Undergo to : -e uğramak,çekmek,geçirmek
Underground : 1-) Yer altı,toprak altı
: 2-) Metro
Underline to : Altını çizmek,vurgulamak
Underneath : Altına,altında
Underside : Alt taraf
Underspeed : Düşük hız,gerekenin altında hız
Understand to ( understood,understood ) : Anlamak,kavramak
Undertake to : Üzerine almak,üstlenmek
Undertread interface : Lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzey
Undervoltage : Düşük voltaj
Underwater : Sualtı
Underwater locator Beacon : Sualtı sinyal göndericisi
Undrainable fuel : Boşaltma işleminden sonra sistemde kalan yakıt miktarı
Underinable oil : Motordan yağ boşaltna işleminden sonra kalan yağ
Undue : Aşırı,çok fazla
Unequal : Eşit olmayan
Uneven : Düzgün olmayan,eşit olmayan
Uniform : Aynı
Unıntentional : Kasıtsız,istemeden
Union : Bağlantı elemanı,rekor
Unique : Tek,birtane eşsiz
Unıt : Ünite,birim
Universal : Evrensel,genel
Unknown : Bilinmeyen
Unlatch to : Açılmak,sertbest kalmak
Unless : -medikçe
Unload to : Yük boşaltmak
Unlock to : Kilidini açmak,kilitten kurtarmak
Unlocked : Kilitsiz
Unnecessary : Gereksiz
Unplug : Ayırmak,fişi prizden çekmek
Unpressurized : Basınçsız
Unreliability : Güvenilmezlik
Unreliable : Güvenilmez
Unroll to : Açmak,sargıyı açmak
Unsafe : Emniyetsiz,tehlikeli
Unscrew to : Vidayı sökmek,vidasını çıkartmak,gevşetmek
Unserviceable : Hizmet dışı,kullanılmayan
Unshielded : Koruyucusuz,korumasız,muhafazasız
Unstable : Dengesiz,değişen , stabil olmayan
Unsupported : Desteksiz
Until : -e kadar
Unusable : Kullanılamaz
Unused : Kullanılmamış,yeni
Unusual : Olağan dışı
Unwanted : İstenmeyen
Unwind to : (sarılmış bir şeyi) Çözmek,açmak
Up to : -e kadar
Update to : Güncelleştirmek,düzeltme ve eklemeler yapmak
Uplock assembly : Kilit mekanizması
Upon : Üstünde,üzerinde
Upper : Üst
Upper side : Üst taraf
Upright : Dik
Upside down : Baş aşağı ters
Upstairs : Üst kat
Upstream : Sistem girişi
Up to date : Güncel,zamana uygun,modern
Upwind : Rüzgara karşı
Urgent : Acil
Urgently : Derhal,acil olarak
Usage : Kullanış,kullanma
Use : Kullanma,kullanım
Used : Kullanılmış
Useful : Faydalı,yararlı
Useless : Faydasız,yararsız
User : Kullanan,kullanıcı
Usual : Her zamanki,normal,olağan
Usually : Çoğunlukla,genellikle
Utensil : Alet,aygıt
Utilize to : Kullanmak
Utmost : En fazla,azami




-V-


Vacant : Boş
Valid : Geçerli
Value : Değer
Vane : Kanat,kanatçık,küçük pervane
Vanish to : Yok olmak,gözden kaybolmak
Vapor,vapour : Buhar
Vaporization : Buharlaşma,gaz haline gelme
Variable : Değişken
Variation : Değişme,değişiklik
Variety : Çeşit
Variometer : Yükseklik değişikliğini gösteren alet,varyometre
Various : Çeşitli
Varnish : Cila,vernik
Vary to ( varied,varied) : Değişmek
Vehicle : Taşıt,araç
Velocity : Sürat,hız
Vendor : Satıcı firma
Vent : Delik,hava deliği
Vent hole : Vent deliği,hava alma/ boşaltma deliği
Vent to : Dışarı bırakmak
Ventilate to : Havalandırmak
Ventilated : Havalandırılmış
Ventilation : Vantilasyon,havalandırma
Verbal : Sözlü,ağızdan
Verfication : Doğrulama
Verify to ( verified,verified ) : Doğrulamak,doğruluğunu ispat etmek,emin olmak
Versatile : Çok yönlü
Version : Versiyon,model,uyarlama
Versus : -e karşı
Vertical : Dikey,dik
Very : Çok
Vessel : 1-) Kap
: 2-) Tekne
: 3-) Kanal,damar
Via : Yolu ile, - den geçerek
Vibrate to : Titremek,sallamak
Vibrating : Titreşimli
Vibration : Titreşim
Vice versa : Tersine
Vicinity : Civar,çevre
View : Görüntü
View to : İncelemek,tetkik etmek,bakmak
Vigilance : Dikkat,ihtiyat
Vigorous : Kuvvetli,etkin
Vinegar : Sirke
Violate to : Bozmak,çiğnemek,uymamak
Violent : Sert,şiddetli
Vısa : Vize
Viscosity : Yapışkanlık,akışmazlık,ağdalık
Vise : Mengene
Visible : Görünür
Visit to : Ziyaret etmek,teftiş etmek
Visual : Görsel,görerek
Visually : Görsel olarak,gözle
Vital : Çok önemli
Vitreous : Camsı,camlı
Vivid color : Parlak/ canlı renk
Voice : Ses
Voice Recorder : Kokpitteki konuşmaları kaydeden cihaz
Void : Boş,faydasız,geçersiz
Volatile : Uçucu,çabuk buharlaşan
Voltrage drop : Voltaj düşmesi
Voltage rise : Voltaj yükselmesi
Volume : 1-) Hacim
: 2-) Sesin az veya çokluğu
Vountarily : Gönüllü olarak,isteyerek
Vortex : Girdap,vorteks
Vote to : Oy vermek,önermek
Voucher : Makbuz , belge
Voyage : Seyahat,yolculuk




-W-


Wad : Tomar,tıkaç,tapa
Wad to : Tıkaç koymak,tapalamak
Wafer : İnce,düzgün dilim
Waist : Bel
Wait to : Beklemek
Walk-around check : Uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolü
Wall : Duvar
Wander to : Dolaşmak,gezmek
Want to : İstemek,ihtiyacı olmak
Warm : Sıcak,ılık
Warm to : Isıtmak
Warm up : Isınma
Warn to : Uyarmak,ikaz etmek
Warning : İkaz ( kullanıcı kişiler için)
Warning horn : İkaz kornası
Warning notice : Uyarı notu
Warp to : Eğrilmek,yamulmak
Warranty : Garanti
Wash to : Yıkamak
Washer : Pul,rondela,yaylı pul
Waste : Artık , boşa giden, ziyan olan,atık,çöp
Watch out to : Dikkat etmek
Watch to : İzlemek,bakmak
Water extractor : Su ayrıştırıcı
Water faucet : Su musluğu
Water injector : Su püskürtücü
Water separator : Su ayırıcı,su separatörü
Water supply hose : Su kaynağı hortumu
Watertight : Sızmaz,çok sıkı,contalı
Wave : Dalga
Way : Yol,yön,taraf
Weak : Zayıf,güçsüz
Wear : Aşınma
Wear to ( wore,worn) : 1-) Giymek,kullanmak
: 2-) Aşındırmak,yıpratmak
Weather : Hava
Weather check : Hava tahribatı sonucu oluşan çatlak
Weather forecast : Hava tahmini
Wedge : Kıskı,kama
Week : Hafta
Weep to (wept,wept) : Sızmak
Weigh to : 1-) Ağırlığı olmak,ağırlığında olmak
: 2-) Tartmak,ağırlığını ölçmek
Weight : Ağırlık
Weld to : Kaynak yapmak
Welding : Kaynak
Well : 1-) Yuva,boşluk
: 2-) İyi
West : Batı
Wet : Islak
Wet to : Islatmak
Whatever : Her ne
Wheel : Tekerlek
Wheel bearıng : Tekerlek yatağı
Wheel chock : Takoz
Wheel halves : Tekerlek cant yarımları
Wheel well : Tekerlek yuvası
When : Ne zaman
Whenever : Her ne zaman
Where : Nerede , nereye
Where applicable : Uygulanabilir yerde
Whereas : İken,halbuki
Whet to : Bilemek
Whether : Olup,olmadığını
Whıch : Hangi,hangisi
Whıchever : Biri veya diğeri hangisiolursa
While : 1-) –iken , süresince
: 2-) –iken, olmakla beraber,halbuki
Whilst : -iken
Whistle to : Islık çalmak,düdük çalmak
Whıte : Beyaz
Who : Kim
Whole : Tüm,bütün
Wholly : Tamamen
Why : Niçin,neden
Wick : Fitil
Wide : Geniş
Width : Genişlik
Wind : Rüzgar
Wind to ( wound,wound ) : Sarmak,dolamak,kurmak(saat)
Windmilling : Uçak pervanesinin motor çalışmadan hava akışıyla dönmesi,çevrilmesi
Window : Pencere
Window shade : Güneşlik
Windshear : Rüzgar yön ve süratinin ani olarak büyük oranda değişmesi
Windshield : Ön cam ,siper camı
Windshield wiper : Ön cam sileceği
Windly : Rüzgarlı
Wing : Kanat
Winglet : Kanatçık
Wipe up to : Silip temizlemek
Wiper : Silecek
Wire : Tel,kablo
Wire-lock to : Emniyetlemek,emniyet teliyle bağlamak
Wiring : Elektrik bağlantısı,kablo sistemi
Wiring diagram : Elektrik bağlantı şeması
With : ile
With respect to : - e göre, esas alarak
Withdraw to : Geri çekmek,geri almak
Withhold to : Tutmak,saklamak,bırakmamak
Within : İçind,içerisinde
Without : -sız,-siz
Withstand to : Dayanmak,karşı koymak
Witness to : Tanık olmak
Wobble to : Sallanmak,yalpalanmak,titremek
Wonder to : Şaşırmak,hayret etmek
Wood : Tahta , ahşap
Woofer : Alçak frekans hoperlörü
Work : İş,çalışma
Work area : Çalışma alanı
Work to : Çalışmak,çalıştırmak
Workshop : Atölye
Worm : Vidanın helezoni kısmı,helezon dişlisi
Worse : Daha kötü
Worst : En kötüsü, en kötü şekilde
Wrap to : Sarmak,sarmalamak
Wrench : İngiliz anahtarı
Wring to (wrung,wrung) : Burmak,bükmek
Wrinkle : Kırışık,buruşuk
Wrist : Bilek
Write down to ( wrote,written ) : Yazmak,not etmek,kaydetmek
Wrong : Yanlış
Wrought iron : Dövme ,demir


- X-Y-Z –




X-mitter( transmitter) : Verici
X-ray : X ışını,röntgen ışını
Yard : Yarda ( 0.914 metre)
Yardstick : İnch ve feet olarak işaretlenmiş,ölçme çubuğu
Yaw action : Uçağın sağa sola dönüş hareketi
Yaw damper : Uçağın yaw hareketini kontrol eden alet
Year : Yıl
Yellow : Sarı
Yet : Henüz,daha,hala
Yield point : Esneklik sınırı
Yield to : Vermek,teslim etmek,kabul etmek
Yoke : Bağ,boyunduruk
Zero : Sıfır
Zinc : Çinko
Zone : Bölge,alan
İSTİKBAL GÖKLERDEDİR - M.K.ATATÜRK LOGROc09268449c04c159245d162ee6bdcc27.html